» 7 / A’râf  127:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
Araf Suresi = Yüksek/Orta Yer Suresi
46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasindaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقَالَ (WGEL) = ve ḳāle : dedi ki
2. الْمَلَأُ (ELMLÊ) = l-meleu : ileri gelen bir topluluk
3. مِنْ (MN) = min : -nden
4. قَوْمِ (GWM) = ḳavmi : kavmi-
5. فِرْعَوْنَ (FRAWN) = fir'ǎvne : Fir'avn
6. أَتَذَرُ (ÊTZ̃R) = eteƶeru : bırakacak mısın?
7. مُوسَىٰ (MWS) = mūsā : Musa'yı
8. وَقَوْمَهُ (WGWMH) = ve ḳavmehu : ve kavmini
9. لِيُفْسِدُوا (LYFSD̃WE) = liyufsidū : bozgunculuk yapsınlar diye
10. فِي (FY) = fī :
11. الْأَرْضِ (ELÊRŽ) = l-erDi : yeryüzünde
12. وَيَذَرَكَ (WYZ̃RK) = ve yeƶerake : ve seni terk edip
13. وَالِهَتَكَ (W ËLHTK) = ve āliheteke : ve tanrılarını
14. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
15. سَنُقَتِّلُ (SNGTL) = senuḳattilu : biz öldüreceğiz
16. أَبْنَاءَهُمْ (ÊBNEÙHM) = ebnā'ehum : onların oğullarını
17. وَنَسْتَحْيِي (WNSTḪYY) = ve nesteHyī : ve sağ bırakacağız
18. نِسَاءَهُمْ (NSEÙHM) = nisā'ehum : kadınlarını
19. وَإِنَّا (WÎNE) = ve innā : ve biz daima
20. فَوْقَهُمْ (FWGHM) = fevḳahum : onların üstünde
21. قَاهِرُونَ (GEHRWN) = ḳāhirūne : eziciler olacağız
dedi ki | ileri gelen bir topluluk | -nden | kavmi- | Fir'avn | bırakacak mısın? | Musa'yı | ve kavmini | bozgunculuk yapsınlar diye | | yeryüzünde | ve seni terk edip | ve tanrılarını | dedi | biz öldüreceğiz | onların oğullarını | ve sağ bırakacağız | kadınlarını | ve biz daima | onların üstünde | eziciler olacağız |

[GWL] [MLE] [] [GWM] [] [WZ̃R] [] [GWM] [FSD̃] [] [ERŽ] [WZ̃R] [ELH] [GWL] [GTL] [BNY] [ḪYY] [NSW] [] [FWG] [GHR]
WGEL ELMLÊ MN GWM FRAWN ÊTZ̃R MWS WGWMH LYFSD̃WE FY ELÊRŽ WYZ̃RK W ËLHTK GEL SNGTL ÊBNEÙHM WNSTḪYY NSEÙHM WÎNE FWGHM GEHRWN

ve ḳāle l-meleu min ḳavmi fir'ǎvne eteƶeru mūsā ve ḳavmehu liyufsidū l-erDi ve yeƶerake ve āliheteke ḳāle senuḳattilu ebnā'ehum ve nesteHyī nisā'ehum ve innā fevḳahum ḳāhirūne
وقال الملأ من قوم فرعون أتذر موسى وقومه ليفسدوا في الأرض ويذرك وآلهتك قال سنقتل أبناءهم ونستحيي نساءهم وإنا فوقهم قاهرون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GWL WGEL ve ḳāle dedi ki And said
الملأ م ل ا | MLE ELMLÊ l-meleu ileri gelen bir topluluk the chiefs
من | MN min -nden of
قوم ق و م | GWM GWM ḳavmi kavmi- (the) people
فرعون | FRAWN fir'ǎvne Fir'avn (of) Firaun,
أتذر و ذ ر | WZ̃R ÊTZ̃R eteƶeru bırakacak mısın? """Will you leave"
موسى | MWS mūsā Musa'yı Musa
وقومه ق و م | GWM WGWMH ve ḳavmehu ve kavmini and his people
ليفسدوا ف س د | FSD̃ LYFSD̃WE liyufsidū bozgunculuk yapsınlar diye so that they cause corruption
في | FY in
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yeryüzünde the earth
ويذرك و ذ ر | WZ̃R WYZ̃RK ve yeƶerake ve seni terk edip and forsake you
وآلهتك ا ل ه | ELH W ËLHTK ve āliheteke ve tanrılarını "and your gods?"""
قال ق و ل | GWL GEL ḳāle dedi He said,
سنقتل ق ت ل | GTL SNGTL senuḳattilu biz öldüreceğiz """We will kill"
أبناءهم ب ن ي | BNY ÊBNEÙHM ebnā'ehum onların oğullarını their sons
ونستحيي ح ي ي | ḪYY WNSTḪYY ve nesteHyī ve sağ bırakacağız and we will let live
نساءهم ن س و | NSW NSEÙHM nisā'ehum kadınlarını their women,
وإنا | WÎNE ve innā ve biz daima and indeed, we
فوقهم ف و ق | FWG FWGHM fevḳahum onların üstünde over them
قاهرون ق ه ر | GHR GEHRWN ḳāhirūne eziciler olacağız "(are) subjugators."""

7:127 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dedi ki | ileri gelen bir topluluk | -nden | kavmi- | Fir'avn | bırakacak mısın? | Musa'yı | ve kavmini | bozgunculuk yapsınlar diye | | yeryüzünde | ve seni terk edip | ve tanrılarını | dedi | biz öldüreceğiz | onların oğullarını | ve sağ bırakacağız | kadınlarını | ve biz daima | onların üstünde | eziciler olacağız |

[GWL] [MLE] [] [GWM] [] [WZ̃R] [] [GWM] [FSD̃] [] [ERŽ] [WZ̃R] [ELH] [GWL] [GTL] [BNY] [ḪYY] [NSW] [] [FWG] [GHR]
WGEL ELMLÊ MN GWM FRAWN ÊTZ̃R MWS WGWMH LYFSD̃WE FY ELÊRŽ WYZ̃RK W ËLHTK GEL SNGTL ÊBNEÙHM WNSTḪYY NSEÙHM WÎNE FWGHM GEHRWN

ve ḳāle l-meleu min ḳavmi fir'ǎvne eteƶeru mūsā ve ḳavmehu liyufsidū l-erDi ve yeƶerake ve āliheteke ḳāle senuḳattilu ebnā'ehum ve nesteHyī nisā'ehum ve innā fevḳahum ḳāhirūne
وقال الملأ من قوم فرعون أتذر موسى وقومه ليفسدوا في الأرض ويذرك وآلهتك قال سنقتل أبناءهم ونستحيي نساءهم وإنا فوقهم قاهرون

[ق و ل] [م ل ا] [] [ق و م] [] [و ذ ر] [] [ق و م] [ف س د] [] [ا ر ض] [و ذ ر] [ا ل ه] [ق و ل] [ق ت ل] [ب ن ي] [ح ي ي] [ن س و] [] [ف و ق] [ق ه ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GWL WGEL ve ḳāle dedi ki And said
Vav,Gaf,Elif,Lam,
6,100,1,30,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو استئنافية
فعل ماض
الملأ م ل ا | MLE ELMLÊ l-meleu ileri gelen bir topluluk the chiefs
Elif,Lam,Mim,Lam,,
1,30,40,30,,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
من | MN min -nden of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قوم ق و م | GWM GWM ḳavmi kavmi- (the) people
Gaf,Vav,Mim,
100,6,40,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
فرعون | FRAWN fir'ǎvne Fir'avn (of) Firaun,
Fe,Re,Ayn,Vav,Nun,
80,200,70,6,50,
"PN – genitive masculine proper noun → Pharaoh"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
أتذر و ذ ر | WZ̃R ÊTZ̃R eteƶeru bırakacak mısın? """Will you leave"
,Te,Zel,Re,
,400,700,200,
INTG – prefixed interrogative alif
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
الهمزة همزة استفهام
فعل مضارع
موسى | MWS mūsā Musa'yı Musa
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"PN – accusative masculine proper noun → Musa"
اسم علم منصوب
وقومه ق و م | GWM WGWMH ve ḳavmehu ve kavmini and his people
Vav,Gaf,Vav,Mim,He,
6,100,6,40,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ليفسدوا ف س د | FSD̃ LYFSD̃WE liyufsidū bozgunculuk yapsınlar diye so that they cause corruption
Lam,Ye,Fe,Sin,Dal,Vav,Elif,
30,10,80,60,4,6,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yeryüzünde the earth
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – genitive feminine noun → Earth"
اسم مجرور
ويذرك و ذ ر | WZ̃R WYZ̃RK ve yeƶerake ve seni terk edip and forsake you
Vav,Ye,Zel,Re,Kef,
6,10,700,200,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع منصوب والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وآلهتك ا ل ه | ELH W ËLHTK ve āliheteke ve tanrılarını "and your gods?"""
Vav,,Lam,He,Te,Kef,
6,,30,5,400,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قال ق و ل | GWL GEL ḳāle dedi He said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
سنقتل ق ت ل | GTL SNGTL senuḳattilu biz öldüreceğiz """We will kill"
Sin,Nun,Gaf,Te,Lam,
60,50,100,400,30,
FUT – prefixed future particle sa
V – 1st person plural (form II) imperfect verb
حرف استقبال
فعل مضارع
أبناءهم ب ن ي | BNY ÊBNEÙHM ebnā'ehum onların oğullarını their sons
,Be,Nun,Elif,,He,Mim,
,2,50,1,,5,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ونستحيي ح ي ي | ḪYY WNSTḪYY ve nesteHyī ve sağ bırakacağız and we will let live
Vav,Nun,Sin,Te,Ha,Ye,Ye,
6,50,60,400,8,10,10,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form X) imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
نساءهم ن س و | NSW NSEÙHM nisā'ehum kadınlarını their women,
Nun,Sin,Elif,,He,Mim,
50,60,1,,5,40,
N – accusative feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وإنا | WÎNE ve innā ve biz daima and indeed, we
Vav,,Nun,Elif,
6,,50,1,
CIRC – prefixed circumstantial particle
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الواو حالية
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
فوقهم ف و ق | FWG FWGHM fevḳahum onların üstünde over them
Fe,Vav,Gaf,He,Mim,
80,6,100,5,40,
LOC – accusative masculine location adverb
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قاهرون ق ه ر | GHR GEHRWN ḳāhirūne eziciler olacağız "(are) subjugators."""
Gaf,Elif,He,Re,Vav,Nun,
100,1,5,200,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقَالَ: dedi ki | الْمَلَأُ: ileri gelen bir topluluk | مِنْ: -nden | قَوْمِ: kavmi- | فِرْعَوْنَ: Fir'avn | أَتَذَرُ: bırakacak mısın? | مُوسَىٰ: Musa'yı | وَقَوْمَهُ: ve kavmini | لِيُفْسِدُوا: bozgunculuk yapsınlar diye | فِي: | الْأَرْضِ: yeryüzünde | وَيَذَرَكَ: ve seni terk edip | وَالِهَتَكَ: ve tanrılarını | قَالَ: dedi | سَنُقَتِّلُ: biz öldüreceğiz | أَبْنَاءَهُمْ: onların oğullarını | وَنَسْتَحْيِي: ve sağ bırakacağız | نِسَاءَهُمْ: kadınlarını | وَإِنَّا: ve biz daima | فَوْقَهُمْ: onların üstünde | قَاهِرُونَ: eziciler olacağız |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقال WGEL dedi ki | الملأ ELMLÊ ileri gelen bir topluluk | من MN -nden | قوم GWM kavmi- | فرعون FRAWN Fir'avn | أتذر ÊTZ̃R bırakacak mısın? | موسى MWS Musa'yı | وقومه WGWMH ve kavmini | ليفسدوا LYFSD̃WE bozgunculuk yapsınlar diye | في FY | الأرض ELÊRŽ yeryüzünde | ويذرك WYZ̃RK ve seni terk edip | وآلهتك W ËLHTK ve tanrılarını | قال GEL dedi | سنقتل SNGTL biz öldüreceğiz | أبناءهم ÊBNEÙHM onların oğullarını | ونستحيي WNSTḪYY ve sağ bırakacağız | نساءهم NSEÙHM kadınlarını | وإنا WÎNE ve biz daima | فوقهم FWGHM onların üstünde | قاهرون GEHRWN eziciler olacağız |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳāle: dedi ki | l-meleu: ileri gelen bir topluluk | min: -nden | ḳavmi: kavmi- | fir'ǎvne: Fir'avn | eteƶeru: bırakacak mısın? | mūsā: Musa'yı | ve ḳavmehu: ve kavmini | liyufsidū: bozgunculuk yapsınlar diye | : | l-erDi: yeryüzünde | ve yeƶerake: ve seni terk edip | ve āliheteke: ve tanrılarını | ḳāle: dedi | senuḳattilu: biz öldüreceğiz | ebnā'ehum: onların oğullarını | ve nesteHyī: ve sağ bırakacağız | nisā'ehum: kadınlarını | ve innā: ve biz daima | fevḳahum: onların üstünde | ḳāhirūne: eziciler olacağız |
Kırık Meal (Transcript) : |WGEL: dedi ki | ELMLÊ: ileri gelen bir topluluk | MN: -nden | GWM: kavmi- | FRAWN: Fir'avn | ÊTZ̃R: bırakacak mısın? | MWS: Musa'yı | WGWMH: ve kavmini | LYFSD̃WE: bozgunculuk yapsınlar diye | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | WYZ̃RK: ve seni terk edip | W ËLHTK: ve tanrılarını | GEL: dedi | SNGTL: biz öldüreceğiz | ÊBNEÙHM: onların oğullarını | WNSTḪYY: ve sağ bırakacağız | NSEÙHM: kadınlarını | WÎNE: ve biz daima | FWGHM: onların üstünde | GEHRWN: eziciler olacağız |
Abdulbaki Gölpınarlı : Firavun'un kavminden ileri gelenler, Mûsâ'yı ve kavmini, yeryüzünde bozgunculuk etsinler, senden ve taptıklarından yüz çevirsinler diye mi bırakıyorsun dediler. Firavun gene onların oğullarını öldürür, kadınlarını bırakırız ve şüphe yok ki biz, onlardan üstünüz ve kudret sahibiyiz dedi.
Adem Uğur : Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: Musa'yı ve kavmini, seni ve tanrılarını bırakıp yeryüzünde bozgunculuk çıkarsınlar diye mi bırakacaksınız? (Firavun): "Biz onların oğullarını öldürüp, kadınlarını sağ bırakacağız. Elbette biz onları ezecek üstünlükteyiz" dedi.
Ahmed Hulusi : Firavun çevresindeki ileri gelenler: "Musa'yı ve halkını, yeryüzünde bozgunculuk yapıp, seni ve ilâhlarını terk etsinler diye mi bırakıyorsun?" dediler. . . (Firavun da): "Oğullarını öldürüp, kadınlarını diri bırakacağız. . . Biz onların üzerinde kahredici güce sahibiz" dedi.
Ahmet Tekin : Firavun’un kavminden ileri gelen devlet büyükleri: 'Seni ve ilâhlarını terketsinler de, yeryüzünde, ülkede fesat çıkarsınlar diye mi Mûsâ’yı ve kavmini serbest bırakacaksın?' dediler. Firavun: 'Onların oğullarını öldüreceğiz. Kızlarını öldürmeyip sağ bırakacağız. Onların üstünde, kahredici bir üstünlüğe sahibiz.' dedi.
Ahmet Varol : Firavun toplumundan ileri gelenler: 'Sen Musa'yı ve kavmini yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaları, seni ve ilahlarını terk etmeleri için bırakacak mısın?' dediler. O da: 'Onların oğullarını öldürecek ve kadınlarını sağ bırakacağız. Biz onların üstünde ezici bir güce sahibiz' dedi.
Ali Bulaç : Firavun kavminin önde gelenleri, dediler ki: "Musa ve kavmini bu toprakta (Mısır'da) bozgunculuk çıkarmaları, seni ve ilahlarını terketmeleri için mi (serbest) bırakacaksın?" (Firavun) Dedi ki: "Erkek çocuklarını öldüreceğiz ve kadınlarını sağ bırakacağız. Hiç şüphesiz biz, onlara karşı kahir bir üstünlüğe sahibiz."
Ali Fikri Yavuz : Firavun’un kavminden başta gelenler, Firavun’a şöyle dediler: “-Mûsa’yı ve kavmini, fesadçılık yapmaları ve Mûsa’nın hem seni, hem de senin tanrılarını terketmesi için mi bu yerde bırakacaksın? “Firavun onlara şöyle cevap verdi: “- Daha önce onlara yaptığımız gibi, doğacak oğullarını öldürtürüz; yalnız kadınlarını sağ bırakırız (ki bize hizmet etsinler). Elbette yine, biz onların üzerine hâkim ve kahredicileriz.”
Bekir Sadak : Firavun milletinin ileri gelenleri: «Musa'yi ve milletini yeryuzunde bozgunculuk yapsinlar, seni ve tanrilarini biraksinlar diye mi koyveriyorsun?» dediler. Firavun: «Onlarin ogullarini oldurecegiz, kadinlarini sag birakacagiz. Elbette biz onlari ezecek ustunlukteyiz» dedi.
Celal Yıldırım : Fir'avn kavminin ileri gelenleri (görüşlerini ortaya koyup): «Yeryüzünde fesad çıkarsınlar ve seninle ilâhlarını terkedip (bir tarafa itsinler) diye mi Musa ile kavmini (serbest) bırakacaksın ?» dediler. Fir'avn : «Onların erkek çocuklarını öldüreceğiz, kadınlarını (kız çocuklarını) sağ bırakacağız. Elbette biz onların üstünde kahredici güce sâhibizdir» dedi.
Diyanet İşleri : Firavun’un kavminden ileri gelenler dediler ki: “Sen (sihirbazları cezalandıracaksın da) Mûsâ’yı ve kavmini, bu ülkede fesat çıkarsınlar, seni ve ilâhlarını terk etsinler diye bırakacak mısın?” Firavun, “Biz onların oğullarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız. Biz onların üzerinde ezici bir güce sahibiz?” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : Firavun milletinin ileri gelenleri: 'Musa'yı ve milletini yeryüzünde bozgunculuk yapsınlar, seni ve tanrılarını bıraksınlar diye mi koyveriyorsun?' dediler. Firavun: 'Onların oğullarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız. Elbette biz onları ezecek üstünlükteyiz' dedi.
Diyanet Vakfi : Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: Musa'yı ve kavmini, seni ve tanrılarını bırakıp yeryüzünde bozgunculuk çıkarsınlar diye mi bırakacaksın? (Firavun): «Biz onların oğullarını öldürüp, kadınlarını sağ bırakacağız. Elbette biz onları ezecek üstünlükteyiz» dedi.
Edip Yüksel : Firavun'un halkının elit takımı, 'Musa'yı ve halkını, seni ve tanrılarını bıraksınlar ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarsınlar diye mi bırakıyorsun,' dediler. (Firavun:) 'Kadınlarını yaşatıp oğullarını öldüreceğiz. Biz onlardan çok daha güçlüyüz,' dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Firavun kavminin ileri gelenleri dediler ki: «Seni ve ilâhlarını terketsinler de yeryüzünde fesat çıkarsınlar diye mi Musa'yı ve kavmini serbest bırakacaksın?» Firavun da dedi ki: «Onların oğullarını öldüreceğiz, kızlarını sağ bırakacağız ve onlar üzerinde kahredici bir üstünlüğe sahibiz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Firavun kavminin yine ileri gelenleri: «Seni ve ilahlarını terk etsinler de yeryüzünde fesat çıkarsınlar diye mi Musa'yı ve kavmini serbest bırakacaksın?» dediler. O da: «Oğullarını öldürür, kadınlarını sağ bırakırız. Yine tepelerinde kahrımızı yürütürüz.» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Fir'avnın kavmından yine o cemiyyet ya, dediler: Musâyı ve kavmini bırakacaksın ki seni ve ilâhlarını bıraksın da yer yüzünde fesad çıkarsınlar? Yine, dedi: Oğullarını öldürürüz ve kadınlarını diri tutarız, yine tepelerinde mutlak kahrımızı yürütürüz
Fizilal-il Kuran : Soydaşlarının ileri gelenleri Firavun'a dediler ki, Musa ile soydaşlarını toplumda kargaşalık çıkarsınlar, seni ve ilâhlarını boşlukta bıraksınlar diye mi bırakacaksın? Firavun dedi ki; Hayır onların erkeklerini öldürecek, kadınlarını sağ bırakacağız. Onları ezici baskımız altında tutacağız.»
Gültekin Onan : Firavun kavminin önde gelenleri dediler ki: "Musa ve kavmini bu toprakta (Mısır'da) bozgunculuk çıkarmaları, seni ve tanrılarını terk etmeleri için mi (serbest) bırakacaksın? (Firavun) dedi ki: "Erkek çocuklarını öldüreceğiz ve kadınlarını sağ bırakacağız. Hiç kuşkusuz biz, onlara karşı kahir bir üstünlüğe sahibiz."
Hakkı Yılmaz : Firavun toplumundan ileri gelenler de, “Seni ve senin ilâhlarını/ seni ilâh edinmeyi terk etsinler de yeryüzünde kargaşa çıkarsınlar diye mi Mûsâ'yı ve toplumunu serbest bırakacaksın?” dediler. Firavun dedi ki: “Onların oğullarını öldüreceğiz, kızlarını sağ bırakacağız ve biz onlar üzerinde ezici bir güce sahip kimseleriz.”
Hasan Basri Çantay : Fir'avn kavminden olan ileri gelenler şöyle dedi: «Musâyi ve kavmini — fesadcılık etmeleri, seni de, Tanrılarını da terk etmesi için mi — bu toprakda (Mısırda) bırakacaksın? O da: «(Eskiden olduğu gibi yine) oğullarını öldürtürüz, yalınız kadınlarını sağ bırakırız. Şübhesiz ki biz onların tepesinde kahredicileriz» dedi.
Hayrat Neşriyat : Fir'avun’un kavminden ileri gelenler ise dedi ki: 'Mûsâ’yı ve kavmini, yeryüzünde fesad çıkarsınlar, seni ve ilâhlarını terk etsinler diye mi bırakacaksın?'(Fir'avun onlara) dedi ki: '(Biz) onların oğullarını öldüreceğiz, kadınlarını (kız çocuklarını)ise sağ bırakacağız! Çünki gerçekten biz, onların üstünde kahredici üstünlüğe sâhib kimseleriz!'
İbni Kesir : Firavun'un kavminin ileri gelenleri: Musa'yı ve kavmini yeryüzünde fesadçılık etsinler, seni de, tanrılarını da terketsinler diye mi bırakıyorsun? dediler. Dedi ki: Oğullarını öldürtürüz, kadınlarını sağ bırakırız. Elbette biz, onları ezicileriz.
İskender Evrenosoğlu : Ve firavunun kavminden ileri gelenler şöyle dedi: “Musa (A.S)'ı ve onun kavmini, yeryüzünde fesat çıkarsınlar ve seni ve ilâhlarını terketsinler diye bırakacak mısın?” (Firavun): “Onların oğullarını keseceğiz (öldüreceğiz) ve kadınlarını sağ (canlı) bırakacağız.” Ve muhakkak ki; biz onların üstünde kahharız (onlara güç kullanacak, tutup yakalayacak kuvvetteyiz).” dedi.
Muhammed Esed : Ve Firavun uyrukları arasından önde gelenler: "Peki," dediler, "Musa ve halkının ülkede karışıklık çıkarıp (uyruklarını) senden ve senin topraklarından uzaklaş(tır)malarına göz mü yumacaksın?" (Firavun): "Onların çocuklarından çoğunu öldürecek ve (yalnız) kadınları sağ bırakacağız: Çünkü, gerçekten onların üzerinde ezici bir gücümüz var!" dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Fir'avun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: «Mûsa'yı ve kavmini bırakır mısın ki, yerde fesatta bulunsunlar. Ve seni ve tanrılarını terkeylesinler.» O da dedi ki: «Elbette onların oğullarını öldüreceğiz ve kadınlarını diri bırakacağız ve şüphe yok ki, biz onların üstünde kâhir kimseleriz.»
Ömer Öngüt : Firavun'un kavminden ileri gelenleri: “Musa'yı ve kavmini yeryüzünde fesat çıkarıp bozgunculuk yapsınlar; seni de, ilâhlarını da terketsinler diye mi bırakıyorsun?” dediler. Firavun: “Oğullarını öldürtürüz, kadınlarını sağ bırakırız. Elbette biz onları ezecek üstünlükteyiz. ” dedi.
Şaban Piriş : Firavun kavminden ileri gelen kesim: -Musa’yı ve kavmini yeryüzünde bozgunculuk etsinler seni ve senin ilahlarını terk etsinler diye mi bırakacaksın? dediler. Firavun: -Onların erkek çocuklarını öldürürüz. Kadınlarını da sağ bırakırız. Biz, onlara hakim bir konumdayız, dedi.
Suat Yıldırım : Firavun’un halkının yetkilileri ona: "Ne yapıyorsun, Mûsâ ile kavmini, seni ve senin tanrılarını terk etsinler, ülkede bozgunculuk yapsınlar diye kendi hallerine mi bırakacaksın?" dediler. Firavun: "Hayır, onların erkek evlatlarını öldürüp, kız çocuklarını hayatta bırakacağız. Biz elbette onların üzerinde tam bir hakimiyet sahibiyiz." diye cevap verdi.
Süleyman Ateş : Fir'avn kavminden ileri gelen bir topluluk dedi ki: "Mûsâ'yı ve kavmini bırakıyorsun ki, seni ve tanrılarını terk edip yeryüzünde bozgunculuk mu yapsınlar?" (Fir'avn): "Biz onların oğullarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız. Biz dâimâ onların üstünde eziciler olacağız!" dedi.
Tefhim-ul Kuran : Firavun kavminin önde gelenleri, dediler ki: «Musa ve kavmini bu toprakta (Mısır'da) bozgunculuk çıkarmaları, seni ve ilahlarını terketmeleri için mi (serbest) bırakacaksın?» (Firavun) Dedi ki: «Erkek çocuklarını öldüreceğiz, ve kadınlarını sağ bırakacağız. Hiç şüphesiz biz, onlara karşı kahir bir üstünlüğe sahibiz.»
Ümit Şimşek : Firavun kavminin ileri gelenleri, 'Seni ve tanrılarını terk edip de ülkede bozgunculuk etsinler diye Musa ile kavmini bırakacak mısın?' dediler. Firavun dedi ki: 'Biz onların kızlarını sağ bırakıp oğullarını öldüreceğiz. Biz onları ezecek güçteyiz.'
Yaşar Nuri Öztürk : Firavun kavminin kodamanları dediler ki: "Musa'yı ve toplumunu, yeryüzünü fesada verip seni ve ilahlarını terk etsinler diye mi bırakıyorsun?" Dedi ki Firavun: "Biz onların oğullarını öldürüp kadınlarını diri bırakacağız/kadınlarının rahimlerini yoklayıp çocuk alacağız/kadınlarına utanç duyulacak şeyler yapacağız. Üstlerine sürekli kahır yağdıracağız."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}