» 7 / A’râf  107:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
Araf Suresi = Yüksek/Orta Yer Suresi
46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasindaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَأَلْقَىٰ (FÊLG) = feelḳā : bunun üzerine attı
2. عَصَاهُ (AṦEH) = ǎSāhu : asasını
3. فَإِذَا (FÎZ̃E) = fe iƶā : birden
4. هِيَ (HY) = hiye : o
5. ثُعْبَانٌ (S̃ABEN) = ṧuǎ'bānun : bir ejderha (oluverdi)
6. مُبِينٌ (MBYN) = mubīnun : açıkça
bunun üzerine attı | asasını | birden | o | bir ejderha (oluverdi) | açıkça |

[LGY] [AṦW] [] [] [S̃AB] [BYN]
FÊLG AṦEH FÎZ̃E HY S̃ABEN MBYN

feelḳā ǎSāhu fe iƶā hiye ṧuǎ'bānun mubīnun
فألقى عصاه فإذا هي ثعبان مبين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فألقى ل ق ي | LGY FÊLG feelḳā bunun üzerine attı So he threw
عصاه ع ص و | AṦW AṦEH ǎSāhu asasını his staff,
فإذا | FÎZ̃E fe iƶā birden and suddenly
هي | HY hiye o it
ثعبان ث ع ب | S̃AB S̃ABEN ṧuǎ'bānun bir ejderha (oluverdi) (was) a serpent,
مبين ب ي ن | BYN MBYN mubīnun açıkça manifest.

7:107 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

bunun üzerine attı | asasını | birden | o | bir ejderha (oluverdi) | açıkça |

[LGY] [AṦW] [] [] [S̃AB] [BYN]
FÊLG AṦEH FÎZ̃E HY S̃ABEN MBYN

feelḳā ǎSāhu fe iƶā hiye ṧuǎ'bānun mubīnun
فألقى عصاه فإذا هي ثعبان مبين

[ل ق ي] [ع ص و] [] [] [ث ع ب] [ب ي ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فألقى ل ق ي | LGY FÊLG feelḳā bunun üzerine attı So he threw
Fe,,Lam,Gaf,,
80,,30,100,,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
عصاه ع ص و | AṦW AṦEH ǎSāhu asasını his staff,
Ayn,Sad,Elif,He,
70,90,1,5,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فإذا | FÎZ̃E fe iƶā birden and suddenly
Fe,,Zel,Elif,
80,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
SUR – surprise particle
الفاء عاطفة
حرف فجاءة
هي | HY hiye o it
He,Ye,
5,10,
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
ضمير منفصل
ثعبان ث ع ب | S̃AB S̃ABEN ṧuǎ'bānun bir ejderha (oluverdi) (was) a serpent,
Se,Ayn,Be,Elif,Nun,
500,70,2,1,50,
"N – nominative masculine indefinite noun → Snake"
اسم مرفوع
مبين ب ي ن | BYN MBYN mubīnun açıkça manifest.
Mim,Be,Ye,Nun,
40,2,10,50,
ADJ – nominative masculine indefinite (form IV) active participle
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَأَلْقَىٰ: bunun üzerine attı | عَصَاهُ: asasını | فَإِذَا: birden | هِيَ: o | ثُعْبَانٌ: bir ejderha (oluverdi) | مُبِينٌ: açıkça |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فألقى FÊLG bunun üzerine attı | عصاه AṦEH asasını | فإذا FÎZ̃E birden | هي HY o | ثعبان S̃ABEN bir ejderha (oluverdi) | مبين MBYN açıkça |
Kırık Meal (Okunuş) : |feelḳā: bunun üzerine attı | ǎSāhu: asasını | fe iƶā: birden | hiye: o | ṧuǎ'bānun: bir ejderha (oluverdi) | mubīnun: açıkça |
Kırık Meal (Transcript) : |FÊLG: bunun üzerine attı | AṦEH: asasını | FÎZ̃E: birden | HY: o | S̃ABEN: bir ejderha (oluverdi) | MBYN: açıkça |
Abdulbaki Gölpınarlı : Mûsâ, sopasını yere attı, derken sopa apaşikâr kocaman bir yılan oldu.
Adem Uğur : Bunun üzerine Musa asasını yere attı. O hemen apaçık bir ejderha oluverdi!
Ahmed Hulusi : (Bunun üzerine Musa) asasını bıraktı, birden o asa büyük bir yılan olarak göründü!
Ahmet Tekin : Bunun üzerine Mûsâ asâsını yere attı. Asâ hemen, âşikâre bir ejderha oluverdi.
Ahmet Varol : Bunun üzerine (Musa) asasını attı ve bir anda apaçık bir yılan oluverdi.
Ali Bulaç : Böylelikle (Musa) asasını fırlatınca, anında apaçık bir ejderha oluverdi.
Ali Fikri Yavuz : Bunun üzerine Mûsa, asâsını yere bıraktı. Hemen o anda asâ, kocaman bir ejderha oluverdi.
Bekir Sadak : (107-10) 8 Musa, asasini yere atar atmaz apacik bir yilan oluverdi; elini cikardi, bakanlar bembeyaz oldugunu gorduler. *
Celal Yıldırım : Bunun üzerine Musa, Asa'sını bırakıverdi, derken ansızın o açık ortada büyükçe bir yılan oluverdi.
Diyanet İşleri : Bunun üzerine Mûsâ, asasını yere attı. Bir de ne görsünler, apaçık bir ejderha.
Diyanet İşleri (eski) : (107-108) Musa, asasını yere atar atmaz apaçık bir yılan (ejderha) oluverdi; elini çıkardı, bakanlar bembeyaz olduğunu gördüler.
Diyanet Vakfi : Bunun üzerine Musa asasını yere attı. O hemen apaçık bir ejderha oluverdi!
Edip Yüksel : Asasını attı, iri bir yılan oluverdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bunun üzerine Musa, asâsını yere bırakıverdi, o da birdenbire kocaman bir ejderha kesiliverdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunun üzerine asasını bırakıverdi. Bir de ne görsün; koskoca bir ejderha kesiliverdi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bunun üzerine asasını bırakıverdi, ne baksın o koskoca bir ejderha kesiliverdi
Fizilal-il Kuran : bunun üzerine Musa, elindeki değneği yere attı, değnek o anda sahici bir yılan oluverdi.
Gültekin Onan : Böylelikle (Musa) asasını fırlatınca, anında apaçık bir ejderha oluverdi.
Hakkı Yılmaz : (107,108) "Bunun üzerine Mûsâ, bilgi birikimini ortaya attı, o da birdenbire apaçık bir “silip süpüren” kesiliverdi. Gücünü de sıyırıp açığa koydu; artık gücü, izleyenler için mükemmel, tam kusursuzca idi. "
Hasan Basri Çantay : Bunun üzerine (Musa) asasını bırakdı, bir de ne görsünler: O, apaçık bir ejderhâdır.
Hayrat Neşriyat : Bunun üzerine (Mûsâ) asâsını (yere) bıraktı. Bir de baktılar ki, o, apaçık bir ejderhâ!
İbni Kesir : Bunun üzerine asasını bıraktı. Bir de ne görsünler; o, apaçık bir ejderhadır.
İskender Evrenosoğlu : Bunun üzerine (Musa A.S) asasını atınca o (asa) açıkça bir yılan (ejderha) oldu.
Muhammed Esed : Bunun üzerine (Musa), asasını yere bıraktı: Oo! (bir de ne görsünler!) düpedüz bir yılandı, bu;
Ömer Nasuhi Bilmen : Bunun üzerine âsâsını bıraktı. Âsâ hemen apaçık bir ejderha oluverdi.
Ömer Öngüt : Bunun üzerine asasını yere attı. Bir de ne görsünler! Apaçık bir ejderha!
Şaban Piriş : O anda Musa bastonunu attı. Şimdi o apaçık bir ejderha olmuştu.
Suat Yıldırım : (107-108) Bunun üzerine Mûsâ, asasını yere bırakıverdi, bir de ne görsün: o koskoca bir ejderha kesilmiş! Elini sıyırıp çıkardı, bir de ne görsün: Bakan kimseler için parlak mı parlak, ışık saçan bir el haline gelmiş!
Süleyman Ateş : Bunun üzerine (Mûsâ), asâsını attı, birden o, açıkça bir ejderha (oluverdi).
Tefhim-ul Kuran : Böylelikle (Musa) asasını fırlatınca, anında apaçık bir ejderha oluverdi.
Ümit Şimşek : Musa asâsını attığında o koca bir yılan kesiliverdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Bunun üzerine Musa, asasını yere attı; birden korkunç bir ejderha oluverdi o.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}