Araf Suresi = Yüksek/Orta Yer Suresi 46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasindaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildigi için bu adi almistir.
REM – prefixed resumption particle P – prefixed preposition ka DEM – masculine singular demonstrative pronoun الواو استئنافية جار ومجرور
نفصل
ف ص ل | FṦL
NFṦL
nufeSSilu
biz açıklıyoruz
We explain
Nun,Fe,Sad,Lam, 50,80,90,30,
V – 1st person plural (form II) imperfect verb فعل مضارع
الآيات
ا ي ي | EYY
EL ËYET
l-āyāti
ayetleri
the Verses
Elif,Lam,,Ye,Elif,Te, 1,30,,10,1,400,
N – accusative feminine plural noun اسم منصوب
ولعلهم
|
WLALHM
veleǎllehum
artık herhalde
so that they may
Vav,Lam,Ayn,Lam,He,Mim, 6,30,70,30,5,40,
REM – prefixed resumption particle ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine plural object pronoun الواو استئنافية حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
يرجعون
ر ج ع | RCA
YRCAWN
yerciǔne
döner(yola gelir)ler
return.
Ye,Re,Cim,Ayn,Vav,Nun, 10,200,3,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَكَذَٰلِكَ: işte böyle | نُفَصِّلُ: biz açıklıyoruz | الْايَاتِ: ayetleri | وَلَعَلَّهُمْ: artık herhalde | يَرْجِعُونَ: döner(yola gelir)ler |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve keƶālike: işte böyle | nufeSSilu: biz açıklıyoruz | l-āyāti: ayetleri | veleǎllehum: artık herhalde | yerciǔne: döner(yola gelir)ler |
Kırık Meal (Transcript) : |WKZ̃LK: işte böyle | NFṦL: biz açıklıyoruz | EL ËYET: ayetleri | WLALHM: artık herhalde | YRCAWN: döner(yola gelir)ler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Belki doğru yola dönersiniz diye âyetlerimizi işte böyle açıklamadayız.
Adem Uğur : Belki inkârdan dönerler diye âyetleri böyle ayrıntılı bir şekilde açıklıyoruz.
Ahmed Hulusi : Belki (hakikate) rücu ederler diye işte böylece delilleri - işaretleri tafsilâtlandırıyoruz.
Ahmet Tekin : Biz âyetleri böyle ayrıntılı açıklıyoruz ki, şirkten, atalarının taptıklarından vazgeçip Hakka dönmelerine, Allah’a iman etmelerine vesile olsun.
Ahmet Varol : Belki dönerler diye ayetlerimizi böyle etraflıca açıklıyoruz.
Ali Bulaç : İşte biz ayetleri böyle birer birer açıklarız, umulur ki dönerler.
Ali Fikri Yavuz : İşte biz, âyetleri böyle açıklarız. Olur ki, küfürden tevhide dönerler.
Bekir Sadak : Belki dogru yola donerler diye ayetleri boylece uzun uzadiya acikliyoruz.
Celal Yıldırım : İşte böylece biz âyetleri bir bir açıklıyoruz, belki (iyice düşünürler de inkâr ve isyandan) dönerler.
Diyanet İşleri : Hakka dönsünler diye işte âyetleri böylece ayrı ayrı açıklıyoruz.
Diyanet İşleri (eski) : Belki doğru yola dönerler diye ayetleri böylece uzun uzadıya açıklıyoruz.
Diyanet Vakfi : Belki inkârdan dönerler diye âyetleri böyle ayrıntılı bir şekilde açıklıyoruz.
Edip Yüksel : Ayetleri böyle açıklıyoruz ki (bize) dönebilsinler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve işte biz âyetleri böyle tafsıl ediyoruz ve gerektir ki rücu' etsinler
Fizilal-il Kuran : İşte ayetlerimizi böyle ayrıntılı biçimde anlatıyoruz, ola ki, doğru yola dönerler.
Gültekin Onan : İşte biz ayetleri böyle birer birer açıklarız, umulur ki dönerler.
Hakkı Yılmaz : Ve işte Biz, düşünsünler diye âyetleri böyle ayrıntılı olarak açıklıyoruz.
Hasan Basri Çantay : İşte biz âyetleri böyle açıklarız. Olur ki (küfürlerinden) dönerler.
Hayrat Neşriyat : Olur ki (küfürlerinden) dönerler diye âyetleri böyle açıklarız.
İbni Kesir : İşte Biz ayetleri böyle uzun uzadıya açıklarız. Belki dönerler diye.
İskender Evrenosoğlu : Ve işte böyle âyetlerimizi ayrı ayrı açıklıyoruz ki; böylece onlar, (Allah'a) dönsünler diye.
Muhammed Esed : İşte Biz de bu ayetleri böyle açık açık dile getiriyoruz ki (günah işlemiş olanlar) belki (Bizden yana) dönerler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Biz işte âyetleri böyle mufassalan beyan ederiz ve gerektir ki (küfürlerinden) dönüversinler
Ömer Öngüt : İşte biz âyetleri böylece açıklıyoruz. Umulur ki dönerler.
Şaban Piriş : Belki dönerler diye ayetleri işte böyle açıklıyoruz.
Suat Yıldırım : İşte Biz böylece, âyetleri iyice açıklıyoruz, olur ki düşünürler de inkârlarından dönüş yaparlar.
Süleyman Ateş : İşte biz, âyetleri böyle açıklıyoruz, artık herhalde döner(yola gelir)ler.
Tefhim-ul Kuran : İşte biz ayetleri böyle birer birer açıklarız, umulur ki dönerler.
Ümit Şimşek : Belki inkârdan vazgeçerler diye, âyetleri Biz iyice açıklıyoruz.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz, ayetleri işte bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, hakka dönebilsinler.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]