» 7 / A’râf  46:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
Araf Suresi = Yüksek/Orta Yer Suresi
46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasindaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَبَيْنَهُمَا (WBYNHME) = ve beynehumā : iki taraf arasında
2. حِجَابٌ (ḪCEB) = Hicābun : bir perde (vardır)
3. وَعَلَى (WAL) = ve ǎlā : ve üzerinde
4. الْأَعْرَافِ (ELÊAREF) = l-eǎ'rāfi : A'raf
5. رِجَالٌ (RCEL) = ricālun : erkekler (vardır)
6. يَعْرِفُونَ (YARFWN) = yeǎ'rifūne : tanıyan
7. كُلًّا (KLE) = kullen : hepsini
8. بِسِيمَاهُمْ (BSYMEHM) = bisīmāhum : yüzlerindeki işaretleriyle
9. وَنَادَوْا (WNED̃WE) = ve nādev : ve seslendiler
10. أَصْحَابَ (ÊṦḪEB) = eSHābe : halkına
11. الْجَنَّةِ (ELCNT) = l-cenneti : cennet
12. أَنْ (ÊN) = en : diye
13. سَلَامٌ (SLEM) = selāmun : selam olsun
14. عَلَيْكُمْ (ALYKM) = ǎleykum : size
15. لَمْ (LM) = lem :
16. يَدْخُلُوهَا (YD̃ḢLWHE) = yedḣulūhā : cennete girmemiş
17. وَهُمْ (WHM) = vehum : fakat onlar
18. يَطْمَعُونَ (YŦMAWN) = yeTmeǔne : beklemektedirler
iki taraf arasında | bir perde (vardır) | ve üzerinde | A'raf | erkekler (vardır) | tanıyan | hepsini | yüzlerindeki işaretleriyle | ve seslendiler | halkına | cennet | diye | selam olsun | size | | cennete girmemiş | fakat onlar | beklemektedirler |

[BYN] [ḪCB] [] [ARF] [RCL] [ARF] [KLL] [SWM] [ND̃W] [ṦḪB] [CNN] [] [SLM] [] [] [D̃ḢL] [] [ŦMA]
WBYNHME ḪCEB WAL ELÊAREF RCEL YARFWN KLE BSYMEHM WNED̃WE ÊṦḪEB ELCNT ÊN SLEM ALYKM LM YD̃ḢLWHE WHM YŦMAWN

ve beynehumā Hicābun ve ǎlā l-eǎ'rāfi ricālun yeǎ'rifūne kullen bisīmāhum ve nādev eSHābe l-cenneti en selāmun ǎleykum lem yedḣulūhā vehum yeTmeǔne
وبينهما حجاب وعلى الأعراف رجال يعرفون كلا بسيماهم ونادوا أصحاب الجنة أن سلام عليكم لم يدخلوها وهم يطمعون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وبينهما ب ي ن | BYN WBYNHME ve beynehumā iki taraf arasında And between them
حجاب ح ج ب | ḪCB ḪCEB Hicābun bir perde (vardır) (will be) a partition,
وعلى | WAL ve ǎlā ve üzerinde and on
الأعراف ع ر ف | ARF ELÊAREF l-eǎ'rāfi A'raf the heights
رجال ر ج ل | RCL RCEL ricālun erkekler (vardır) (will be) men
يعرفون ع ر ف | ARF YARFWN yeǎ'rifūne tanıyan recognizing
كلا ك ل ل | KLL KLE kullen hepsini all
بسيماهم س و م | SWM BSYMEHM bisīmāhum yüzlerindeki işaretleriyle by their marks.
ونادوا ن د و | ND̃W WNED̃WE ve nādev ve seslendiler And they will call out
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābe halkına (to the) companions
الجنة ج ن ن | CNN ELCNT l-cenneti cennet (of) Paradise
أن | ÊN en diye that
سلام س ل م | SLM SLEM selāmun selam olsun """Peace"
عليكم | ALYKM ǎleykum size "(be) upon you."""
لم | LM lem Not
يدخلوها د خ ل | D̃ḢL YD̃ḢLWHE yedḣulūhā cennete girmemiş they have entered it
وهم | WHM vehum fakat onlar but they
يطمعون ط م ع | ŦMA YŦMAWN yeTmeǔne beklemektedirler hope.

7:46 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

iki taraf arasında | bir perde (vardır) | ve üzerinde | A'raf | erkekler (vardır) | tanıyan | hepsini | yüzlerindeki işaretleriyle | ve seslendiler | halkına | cennet | diye | selam olsun | size | | cennete girmemiş | fakat onlar | beklemektedirler |

[BYN] [ḪCB] [] [ARF] [RCL] [ARF] [KLL] [SWM] [ND̃W] [ṦḪB] [CNN] [] [SLM] [] [] [D̃ḢL] [] [ŦMA]
WBYNHME ḪCEB WAL ELÊAREF RCEL YARFWN KLE BSYMEHM WNED̃WE ÊṦḪEB ELCNT ÊN SLEM ALYKM LM YD̃ḢLWHE WHM YŦMAWN

ve beynehumā Hicābun ve ǎlā l-eǎ'rāfi ricālun yeǎ'rifūne kullen bisīmāhum ve nādev eSHābe l-cenneti en selāmun ǎleykum lem yedḣulūhā vehum yeTmeǔne
وبينهما حجاب وعلى الأعراف رجال يعرفون كلا بسيماهم ونادوا أصحاب الجنة أن سلام عليكم لم يدخلوها وهم يطمعون

[ب ي ن] [ح ج ب] [] [ع ر ف] [ر ج ل] [ع ر ف] [ك ل ل] [س و م] [ن د و] [ص ح ب] [ج ن ن] [] [س ل م] [] [] [د خ ل] [] [ط م ع]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وبينهما ب ي ن | BYN WBYNHME ve beynehumā iki taraf arasında And between them
Vav,Be,Ye,Nun,He,Mim,Elif,
6,2,10,50,5,40,1,
REM – prefixed resumption particle
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person dual possessive pronoun
الواو استئنافية
ظرف مكان منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
حجاب ح ج ب | ḪCB ḪCEB Hicābun bir perde (vardır) (will be) a partition,
Ha,Cim,Elif,Be,
8,3,1,2,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
وعلى | WAL ve ǎlā ve üzerinde and on
Vav,Ayn,Lam,,
6,70,30,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
الواو عاطفة
حرف جر
الأعراف ع ر ف | ARF ELÊAREF l-eǎ'rāfi A'raf the heights
Elif,Lam,,Ayn,Re,Elif,Fe,
1,30,,70,200,1,80,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
رجال ر ج ل | RCL RCEL ricālun erkekler (vardır) (will be) men
Re,Cim,Elif,Lam,
200,3,1,30,
N – nominative masculine plural indefinite noun
اسم مرفوع
يعرفون ع ر ف | ARF YARFWN yeǎ'rifūne tanıyan recognizing
Ye,Ayn,Re,Fe,Vav,Nun,
10,70,200,80,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
كلا ك ل ل | KLL KLE kullen hepsini all
Kef,Lam,Elif,
20,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
بسيماهم س و م | SWM BSYMEHM bisīmāhum yüzlerindeki işaretleriyle by their marks.
Be,Sin,Ye,Mim,Elif,He,Mim,
2,60,10,40,1,5,40,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ونادوا ن د و | ND̃W WNED̃WE ve nādev ve seslendiler And they will call out
Vav,Nun,Elif,Dal,Vav,Elif,
6,50,1,4,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form III) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābe halkına (to the) companions
,Sad,Ha,Elif,Be,
,90,8,1,2,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
الجنة ج ن ن | CNN ELCNT l-cenneti cennet (of) Paradise
Elif,Lam,Cim,Nun,Te merbuta,
1,30,3,50,400,
"PN – genitive feminine proper noun → Paradise"
اسم علم مجرور
أن | ÊN en diye that
,Nun,
,50,
INT – particle of interpretation
حرف تفسير
سلام س ل م | SLM SLEM selāmun selam olsun """Peace"
Sin,Lam,Elif,Mim,
60,30,1,40,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
عليكم | ALYKM ǎleykum size "(be) upon you."""
Ayn,Lam,Ye,Kef,Mim,
70,30,10,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
لم | LM lem Not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
يدخلوها د خ ل | D̃ḢL YD̃ḢLWHE yedḣulūhā cennete girmemiş they have entered it
Ye,Dal,Hı,Lam,Vav,He,Elif,
10,4,600,30,6,5,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وهم | WHM vehum fakat onlar but they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
يطمعون ط م ع | ŦMA YŦMAWN yeTmeǔne beklemektedirler hope.
Ye,Tı,Mim,Ayn,Vav,Nun,
10,9,40,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَبَيْنَهُمَا: iki taraf arasında | حِجَابٌ: bir perde (vardır) | وَعَلَى: ve üzerinde | الْأَعْرَافِ: A'raf | رِجَالٌ: erkekler (vardır) | يَعْرِفُونَ: tanıyan | كُلًّا: hepsini | بِسِيمَاهُمْ: yüzlerindeki işaretleriyle | وَنَادَوْا: ve seslendiler | أَصْحَابَ: halkına | الْجَنَّةِ: cennet | أَنْ: diye | سَلَامٌ: selam olsun | عَلَيْكُمْ: size | لَمْ: | يَدْخُلُوهَا: cennete girmemiş | وَهُمْ: fakat onlar | يَطْمَعُونَ: beklemektedirler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وبينهما WBYNHME iki taraf arasında | حجاب ḪCEB bir perde (vardır) | وعلى WAL ve üzerinde | الأعراف ELÊAREF A'raf | رجال RCEL erkekler (vardır) | يعرفون YARFWN tanıyan | كلا KLE hepsini | بسيماهم BSYMEHM yüzlerindeki işaretleriyle | ونادوا WNED̃WE ve seslendiler | أصحاب ÊṦḪEB halkına | الجنة ELCNT cennet | أن ÊN diye | سلام SLEM selam olsun | عليكم ALYKM size | لم LM | يدخلوها YD̃ḢLWHE cennete girmemiş | وهم WHM fakat onlar | يطمعون YŦMAWN beklemektedirler |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve beynehumā: iki taraf arasında | Hicābun: bir perde (vardır) | ve ǎlā: ve üzerinde | l-eǎ'rāfi: A'raf | ricālun: erkekler (vardır) | yeǎ'rifūne: tanıyan | kullen: hepsini | bisīmāhum: yüzlerindeki işaretleriyle | ve nādev: ve seslendiler | eSHābe: halkına | l-cenneti: cennet | en: diye | selāmun: selam olsun | ǎleykum: size | lem: | yedḣulūhā: cennete girmemiş | vehum: fakat onlar | yeTmeǔne: beklemektedirler |
Kırık Meal (Transcript) : |WBYNHME: iki taraf arasında | ḪCEB: bir perde (vardır) | WAL: ve üzerinde | ELÊAREF: A'raf | RCEL: erkekler (vardır) | YARFWN: tanıyan | KLE: hepsini | BSYMEHM: yüzlerindeki işaretleriyle | WNED̃WE: ve seslendiler | ÊṦḪEB: halkına | ELCNT: cennet | ÊN: diye | SLEM: selam olsun | ALYKM: size | LM: | YD̃ḢLWHE: cennete girmemiş | WHM: fakat onlar | YŦMAWN: beklemektedirler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir örtü var ve A'râf üstünde erler var ki herkesi, yüzlerinden tanırlar ve cennet ehline esenlik size diye nidâ ederler. Onlar, henüz cennete girmemişlerdir ama girmeyi umarlar.
Adem Uğur : İki taraf (cennetlikler ve cehennemlikler) arasında bir perde ve A'râf üzerinde de herkesi simalarından tanıyan adamlar vardır ki, bunlar henüz cennete giremedikleri halde (girmeyi) umarak cennet ehline: "Selâm size!" diye seslenirler.
Ahmed Hulusi : Onların ikisi (cennet ve cehennem) arasında bir perde vardır. . . A'rafta ise, her birini, onların yüzlerindeki alâmetlerden tanıyan RİCAL vardır. . . Cennet ashabına: "Selâmun aleyküm" diye seslenirler. (Bu Rical henüz) cennete dâhil olmamıştır. . . Onlar (cenneti) umarlar.
Ahmet Tekin : Cennet ehli ve cehennemlikler arasında bir perde-engel mevcuttur. Â’râf üzerinde, aradaki surun burçlarında, her iki taraftakilerin kimliklerini, hallerini simalarından okuyarak tanıyan liyakatli kişiler, adamlar vardır. Bunlar cennet ehline: 'Selâmün aleyküm (Allah’ın selâmı ve selâmeti size olsun, siz selâmete erdiniz)' diye seslenirler. Bunlar henüz cennete girmeyen, cenneti arzu eden kimselerdir.
Ahmet Varol : İki taraf arasında bir perde (engel) vardır. A'raf'ta [6] da herkesi simalarından tanıyan birtakım adamlar vardır. Cennetliklere: 'Size selam olsun' diye seslenirler. Bunlar henüz oraya girmemiş olan ama girmeyi arzulayan kimselerdir.
Ali Bulaç : İki taraf arasında bir engel ve burçlar (A'raf) üstünde hepsini yüzlerinden tanıyan adamlar vardır. Cennete gireceklere: "Selam size" derler, ki bunlar, henüz girmeyen fakat (girmeyi) 'şiddetle arzu edip umanlardır.'
Ali Fikri Yavuz : Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir sûr (perde) vardır. A’raf (cennet hisarı) üzerinde de bir takım insanlar (sevab ve günahları eşit olup en son cennete girecek olanlar) var ki, bunlar, cennetlik ve cehennemliklerden her birini çehreleriyle tanırlar; ve henüz cennete giremeyip onu arzu eder oldukları halde, cennetliklere “Selâmün Aleyküm”, diye nida ederler.
Bekir Sadak : Iki taraf arasinda bir perde ve burclar uzerinde her iki tarafi da simalarindan taniyan adamlar vardir; cennetliklere, «Size selam olsun» derler. Bunlar henuz girmeyen fakat cenneti uman kimselerdir.
Celal Yıldırım : İki taraf arasında bir perde vardır ve A'raf üzerinde bunların hepsini tanıyan adamlar bulunuyordur ki Cennet yaranına: «Selâm size !» diye seslenirler. Bunlar Cennet'e girmemişlerdir, ama girmeyi umuyorlardır.
Diyanet İşleri : İkisi (cennet ve cehennem) arasında bir sur , A’râf üzerinde de birtakım adamlar vardır. Cennet ve cehennemliklerin hepsini simalarından tanımaktadırlar. Cennetliklere, “Selâm olsun size!” diye seslenirler. Onlar henüz cennete girmemişlerdir, ama bunu ummaktadırlar.
Diyanet İşleri (eski) : İki taraf arasında bir perde ve burçlar üzerinde her iki tarafı da simalarından tanıyan adamlar vardır; cennetliklere, 'Size selam olsun' derler. Bunlar henüz girmeyen fakat cenneti uman kimselerdir.
Diyanet Vakfi : İki taraf (cennetlikler ve cehennemlikler) arasında bir perde ve A'râf üzerinde de herkesi simalarından tanıyan adamlar vardır ki, bunlar henüz cennete giremedikleri halde (girmeyi) umarak cennet ehline: «Selâm size!» diye seslenirler.
Edip Yüksel : Aralarını bir perde böler. Orta yerde de bazı kimseler var ki herkesi görünüşlerinden tanırlar. Cennet halkına, 'Selam size,' diye seslenirler. Bunlar oraya (cennete), canları istedikleri halde giremediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir perde vardır. A'raf üzerinde de, her iki taraftakileri simalarından tanıyan kişiler vardır. Bunlar cennetliklere: «selâm olsun size» diye seslenirler. Bunlar henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi arzu eden kimselerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Artık iki taraf arasında bir perde ve A'raf üzerinde de herkesi simalarından tanıyan bir takım kimseler bulunacaktır. Ümit etmekle birlikte henüz cennete girmemiş olan bu kimseler, cennetliklere: «Selam size!» diye seslenmektedirler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Artık iki taraf arasında bir hıcâb ve A'raf üzerinde bir takım rical, her birini simalariyle tanırlar, eshabı Cennete «selâm olsun size» diye nidâ etmektedirler ki bunlar ümîd etmekle beraber henüz ona girmemişlerdir
Fizilal-il Kuran : İki taraf arasında bir set ve bu setin tepelerinde her iki grubu simalarından tanıyan kimseler vardır. Cennete girememiş, fakat gireceklerini uman bu kimseler cennetliklere «selâmun aleyküm» diye seslenirler.
Gültekin Onan : İki taraf arasında bir engel ve A'raf üzerinde hepsini yüzlerinden tanıyan adamlar vardır. Cennete gireceklere: "Selam size" derler, ki bunlar henüz girmeyen fakat (girmeyi) 'şiddetle arzu edip umanlardır'.
Hakkı Yılmaz : Aralarında da bir perde vardır. Ve Kur’ân bölümleri üzerinde bilgisi olan kimseler, onların hepsini alâmetlerinden tanırlar. Ve Kur’ân bilgisine sahip kimseler, cenneti umup da henüz girmemiş olan cennet ashâbına seslenirler: “Selâm olsun size!”
Hasan Basri Çantay : İki (taraf) arasında (sûrdan) bir perde ve «A'raaf» üzerinde de (cennetlik ve cehennemliklerin) her birini sîmalarıyle tanıyacak (müvahhid) rical vardır ki onlar henüz oraya (cennete) girmemiş, fakat onlar girmeyi şiddetle arzu eder olarak cennet yaranına: «Selâmün aleyküm» diye nida ederler.
Hayrat Neşriyat : Hem iki taraf (Cennet ve Cehennem ehli) arasında (aslâ aşamayacakları surdan)bir perde vardır. A'râf üzerinde (bu sûrun yüksek yerlerinde) ise, herkesi sîmâlarından tanıyan adamlar vardır ki, Cennet ehline: 'Selâmün Aleyküm! (Allah’ın selâmı üzerinize olsun!)' diye nidâ ederler; fakat onlar (Cennete girmeyi) çok arzu ediyor oldukları hâlde(henüz) oraya girmemişlerdir.
İbni Kesir : İki taraf arasında bir perde vardır. A'raf üzerinde de her birini simalarıyla tanıyan adamlar vardır. Cennetliklere: Size selam olsun, diye seslenirler. Bunlar, henüz girmeyen, ama uman kimselerdir.
İskender Evrenosoğlu : Ve onların aralarında bir perde ve A'rafın (tepelerin) üstünde onların hepsini simalarından (yüzlerinden) tanıyan adamlar vardır. Henüz oraya (cennete) dahil olmamış ama ümit eden cennet ehline: “Selâmlanmak (selâm) sizin üzerinize olsun!” diye nida ettiler.
Muhammed Esed : Bu iki taraf arasında bir engel bulunacaktır. Ve orada, (hayattayken) kendilerine (eğri ile doğruyu) ayırt edebilme yetisi bahşedilmiş, onların her birini taşıdığı belirtiden tanıyan kimseler olacak. Ve (girmek için) can attıkları halde cennete (henüz) girmemiş olan bu kimseler cennetliklere: "Size selam olsun" diye seslenecekler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onların arasında bir perde vardır. Ve A'râf üzerinde de birtakım rical vardır ki hepsini de alâmetleriyle tanır. Ashâb-ı cennete, «Selâmün Aleyküm» diye nidâ ederler. Ve bunlar ümitvar oldukları halde henüz cennete girmemiş bulunurlar.
Ömer Öngüt : İki taraf arasında bir perde ve A'raf üzerinde bunların hepsini simâlarıyla tanıyan adamlar vardır. Onlar cennet halkına: “Selâm sizin üzerinize olsun!” diye seslenirler. Kendileri cennete girmemişler, fakat girme iştiyakı içindedirler.
Şaban Piriş : (Cennet ehli ile cehennem ehli) arasında bir sur, surun burçları (A’raf’ın) üzerinde herkesi simalarından tanıyan kimseler vardır. Cennetliklere: -Selam size diye nîda ederler. Henüz oraya girmemişler, fakat çok arzulamaktadırlar.
Suat Yıldırım : İki taraf arasında bir perde, A’râf üzerinde de cennetlik ve cehennemliklerin her birini simalarından tanıyacak kimseler vardır ki onlar, henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi şiddetle arzular olarak cennetliklere "selamün aleyküm." diye seslenirler.
Süleyman Ateş : İki taraf arasında bir perde ve A'raf üzerinde de hepsini (hem cennetlikleri hem de cehennemlikleri, yüzlerindeki) işâretleriyle tanıyan erkekler vardır. (Bunlar), henüz cennete girmemiş olan, fakat girmeyi bekleyen, cennet halkına: "selâm size!" diye seslendiler.
Tefhim-ul Kuran : İki taraf arasında bir engel ve burçlar (A'raf) üstünde de hepsini yüzlerinden tanıyan adamlar vardır. Cennete gireceklere: «Selam size» derler, ki bunlar, henüz girmeyen fakat (girmeyi) 'şiddetle arzu edip umanlardır.'
Ümit Şimşek : Cennet ile Cehennem arasında bir perde vardır. A'râf'ta ise onların hepsini yüzlerinden tanıyan kimseler bulunmaktadır. Onlar Cennet ehline 'Size selâm olsun' diye seslenirler. Kendileri Cennete girmemiş, ama girmeyi ummaktadırlar.
Yaşar Nuri Öztürk : İki taraf arasında bir perde, A'raf üzerinde de herkesi yüzlerinden tanıyan erler vardır. Cennet halkı, özleyip durdukları halde henüz ona girmemiş olanlara şöyle seslenirler: "Selam size!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}