» 7 / A’râf  202:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
Araf Suresi = Yüksek/Orta Yer Suresi
46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasindaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِخْوَانُهُمْ (WÎḢWENHM) = veiḣvānuhum : kardeşleri ise
2. يَمُدُّونَهُمْ (YMD̃WNHM) = yemuddūnehum : onları çekerler
3. فِي (FY) = fī : içine
4. الْغَيِّ (ELĞY) = l-ğayyi : azgınlığın
5. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
6. لَا (LE) = lā : hiç
7. يُقْصِرُونَ (YGṦRWN) = yuḳSirūne : yakalarını bırakmazlar
kardeşleri ise | onları çekerler | içine | azgınlığın | sonra | hiç | yakalarını bırakmazlar |

[EḢW] [MD̃D̃] [] [ĞWY] [] [] [GṦR]
WÎḢWENHM YMD̃WNHM FY ELĞY S̃M LE YGṦRWN

veiḣvānuhum yemuddūnehum l-ğayyi ṧumme yuḳSirūne
وإخوانهم يمدونهم في الغي ثم لا يقصرون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإخوانهم ا خ و | EḢW WÎḢWENHM veiḣvānuhum kardeşleri ise But their brothers
يمدونهم م د د | MD̃D̃ YMD̃WNHM yemuddūnehum onları çekerler they plunge them
في | FY içine in
الغي غ و ي | ĞWY ELĞY l-ğayyi azgınlığın the error,
ثم | S̃M ṧumme sonra then
لا | LE hiç not
يقصرون ق ص ر | GṦR YGṦRWN yuḳSirūne yakalarını bırakmazlar they cease.

7:202 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

kardeşleri ise | onları çekerler | içine | azgınlığın | sonra | hiç | yakalarını bırakmazlar |

[EḢW] [MD̃D̃] [] [ĞWY] [] [] [GṦR]
WÎḢWENHM YMD̃WNHM FY ELĞY S̃M LE YGṦRWN

veiḣvānuhum yemuddūnehum l-ğayyi ṧumme yuḳSirūne
وإخوانهم يمدونهم في الغي ثم لا يقصرون

[ا خ و] [م د د] [] [غ و ي] [] [] [ق ص ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإخوانهم ا خ و | EḢW WÎḢWENHM veiḣvānuhum kardeşleri ise But their brothers
Vav,,Hı,Vav,Elif,Nun,He,Mim,
6,,600,6,1,50,5,40,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو استئنافية
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يمدونهم م د د | MD̃D̃ YMD̃WNHM yemuddūnehum onları çekerler they plunge them
Ye,Mim,Dal,Vav,Nun,He,Mim,
10,40,4,6,50,5,40,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY içine in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الغي غ و ي | ĞWY ELĞY l-ğayyi azgınlığın the error,
Elif,Lam,Ğayn,Ye,
1,30,1000,10,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
لا | LE hiç not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يقصرون ق ص ر | GṦR YGṦRWN yuḳSirūne yakalarını bırakmazlar they cease.
Ye,Gaf,Sad,Re,Vav,Nun,
10,100,90,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِخْوَانُهُمْ: kardeşleri ise | يَمُدُّونَهُمْ: onları çekerler | فِي: içine | الْغَيِّ: azgınlığın | ثُمَّ: sonra | لَا: hiç | يُقْصِرُونَ: yakalarını bırakmazlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإخوانهم WÎḢWENHM kardeşleri ise | يمدونهم YMD̃WNHM onları çekerler | في FY içine | الغي ELĞY azgınlığın | ثم S̃M sonra | لا LE hiç | يقصرون YGṦRWN yakalarını bırakmazlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |veiḣvānuhum: kardeşleri ise | yemuddūnehum: onları çekerler | : içine | l-ğayyi: azgınlığın | ṧumme: sonra | : hiç | yuḳSirūne: yakalarını bırakmazlar |
Kırık Meal (Transcript) : |WÎḢWENHM: kardeşleri ise | YMD̃WNHM: onları çekerler | FY: içine | ELĞY: azgınlığın | S̃M: sonra | LE: hiç | YGṦRWN: yakalarını bırakmazlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Müşriklerin kardeşleri olan Şeytanlar, müşrikleri azgınlığa sürerler, sonra da onları azdırmaktan hiç geri kalmazlar.
Adem Uğur : (Şeytanların) dostlarına gelince, şeytanlar onları azgınlığa sürüklerler. Sonra da yakalarını bırakmazlar.
Ahmed Hulusi : (Şeytanların) kardeşleri ise onları duygusallığa, azgınlığa sürüklerler. . . Sonra da yakalarını hiç bırakmazlar!
Ahmet Tekin : Şeytanların dostlarına gelince, şeytanlar onların inançları ve düşüncelerindeki sapmayı artırırlar. Sonra da yakalarını bırakmazlar.
Ahmet Varol : (Şeytanlar) kardeşlerini ise azgınlığın içine sürüklerler ve sonra hiç peşlerini bırakmazlar.
Ali Bulaç : (Şeytan'ın) Kardeşleri ise, onları sapıklığa sürüklerler, sonra peşlerini bırakmazlar.
Ali Fikri Yavuz : Kâfirlerin kardeşleri olan Şeytanlar, kâfirleri sapıklığa çekerler. Sonra da yakalarını bırakmazlar.
Bekir Sadak : seytanin kardesleri onlari azginliga suruklerler ve bundan hic geri durmazlar.
Celal Yıldırım : (Şeytan'ın) kardeşleri ise bunları sapıklığa çekip sürüklerler, sonra da bir daha peşlerini bırakmazlar.
Diyanet İşleri : Şeytanlara kardeş olanlara gelince, şeytanlar onları azgınlığın içine çekerler, sonra da bundan hiç geri durmazlar.
Diyanet İşleri (eski) : Şeytanın kardeşleri onları azgınlığa sürüklerler ve bundan hiç geri durmazlar.
Diyanet Vakfi : (Şeytanların) dostlarına gelince, şeytanlar onları azgınlığa sürüklerler. Sonra da yakalarını bırakmazlar.
Edip Yüksel : (Şeytanlar) kardeşlerini ise azgınlığa sürüklerler ve bundan hiç geri durmazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şeytanların kardeşlerine gelince, onlar öbürlerini sapıklığa sürüklerler, sonra da yakalarını bırakmazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şeytanların kardeşleri ise, bunları sapıklığa sürüklerler, sonra da yakalarını bırakmazlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şeytanların ihvanı ise onlar bunları dalâle sürükler, sonra da yakalarını bırakmazlar
Fizilal-il Kuran : Şeytanın kardeşleri, dostları azgınlıkta şeytanlara yardakçılık ederler, sonra da ellerinden geleni yapmaya devam ederler.
Gültekin Onan : (Şeytanın) Kardeşleri ise onları sapıklığa sürüklerler, sonra peşlerini bırakmazlar.
Hakkı Yılmaz : (201,202) Kendi kardeşleri onları sapıklığa sürüklediği ve bırakmadığı hâlde şüphesiz Allah'ın koruması altına giren şu kimseler, kendilerine şeytândan bir vesvese, karanlık kuruntu, sırnaşma gibi bir tufan iliştiği zaman, hatırlarlar/düşünürler. Sonra bir de bakarsın ki onlar görüp bilmişlerdir!
Hasan Basri Çantay : (Şeytanların) kardeşleri (olan kâfirleri) ise bunlar sapıklığa sürerler, sonra da (bir daha yakalarını) bırakmazlar.
Hayrat Neşriyat : (Şeytanların) kardeşlerine (kâfirlere) gelince, (şeytanlar) onları azgınlığa sürüklerler; sonra da yakalarını bırakmazlar.
İbni Kesir : Kardeşleri ise onları azgınlığa sürüklerler. Sonra da bırakmazlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve onların (şeytanların) kardeşleri onları cehenneme sürüklerler. Sonra (bundan) vazgeçmezler.
Muhammed Esed : kendi (inançsız) kardeşleri onları sapıklığa sürüklemek isteseler bile. Sonra (doğru olan neyse, onu yapmaktan) geri kalmazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve kardeşleri onları dalâlete sürükler dururlar. Sonra (o dalâleti) terketmezler.
Ömer Öngüt : (Şeytanların) kardeşlerine gelince; şeytanlar onları azgınlığa sürüklerler. Sonra da yakalarını bırakmazlar.
Şaban Piriş : Şeytanların kardeşleri onları azgınlığa sürüklemekten geri durmazlar.
Suat Yıldırım : Şeytanların dostlarına gelince, şeytanlar onları azgınlığa sürükler, sonra da yakalarını bırakmazlar.
Süleyman Ateş : Kardeşleri ise onları, azgınlığa çekerler, hiç yakalarını bırakmazlar.
Tefhim-ul Kuran : (Şeytan'ın) Kardeşleri ise, onları sapıklığa sürüklerler, sonra peşlerini bırakmazlar.
Ümit Şimşek : Şeytanların kardeşleri de onları azgınlığa sürükler, bir daha da yakalarını bırakmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Yoldaşları ise onları sürekli azgınlığa iterler, sonra da yakalarını bırakmazlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}