Araf Suresi = Yüksek/Orta Yer Suresi 46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasindaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildigi için bu adi almistir.
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood فعل مضارع مجزوم
الله
|
ELLH
llahu
Allah
(by) Allah
Elif,Lam,Lam,He, 1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah" لفظ الجلالة مرفوع
فلا
|
FLE
felā
artık olmaz
then (there is) no
Fe,Lam,Elif, 80,30,1,
RSLT – prefixed result particle NEG – negative particle الفاء واقعة في جواب الشرط نافية تعمل عمل «أن»
هادي
ه د ي | HD̃Y
HED̃Y
hādiye
yol gösteren
guide
He,Elif,Dal,Ye, 5,1,4,10,
N – accusative masculine active participle اسم منصوب
له
|
LH
lehu
onun için
for him.
Lam,He, 30,5,
P – prefixed preposition lām PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun جار ومجرور
ويذرهم
و ذ ر | WZ̃R
WYZ̃RHM
ve yeƶeruhum
ve bırakır onları
And He leaves them
Vav,Ye,Zel,Re,He,Mim, 6,10,700,200,5,40,
REM – prefixed resumption particle V – 3rd person masculine singular imperfect verb PRON – 3rd person masculine plural object pronoun الواو استئنافية فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في
|
FY
fī
içinde
in
Fe,Ye, 80,10,
P – preposition حرف جر
طغيانهم
ط غ ي | ŦĞY
ŦĞYENHM
Tuğyānihim
azgınlıkları
their transgression
Tı,Ğayn,Ye,Elif,Nun,He,Mim, 9,1000,10,1,50,5,40,
N – genitive masculine verbal noun PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يعمهون
ع م ه | AMH
YAMHWN
yeǎ'mehūne
bocalayıp dururlar
wandering blindly.
Ye,Ayn,Mim,He,Vav,Nun, 10,70,40,5,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |مَنْ: kimi | يُضْلِلِ: saptırırsa | اللَّهُ: Allah | فَلَا: artık olmaz | هَادِيَ: yol gösteren | لَهُ: onun için | وَيَذَرُهُمْ: ve bırakır onları | فِي: içinde | طُغْيَانِهِمْ: azgınlıkları | يَعْمَهُونَ: bocalayıp dururlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |من MNkimi | يضلل YŽLLsaptırırsa | الله ELLHAllah | فلا FLEartık olmaz | هادي HED̃Yyol gösteren | له LHonun için | ويذرهم WYZ̃RHMve bırakır onları | في FYiçinde | طغيانهم ŦĞYENHMazgınlıkları | يعمهون YAMHWNbocalayıp dururlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |men: kimi | yuDlili: saptırırsa | llahu: Allah | felā: artık olmaz | hādiye: yol gösteren | lehu: onun için | ve yeƶeruhum: ve bırakır onları | fī: içinde | Tuğyānihim: azgınlıkları | yeǎ'mehūne: bocalayıp dururlar |
Kırık Meal (Transcript) : |MN: kimi | YŽLL: saptırırsa | ELLH: Allah | FLE: artık olmaz | HED̃Y: yol gösteren | LH: onun için | WYZ̃RHM: ve bırakır onları | FY: içinde | ŦĞYENHM: azgınlıkları | YAMHWN: bocalayıp dururlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah kimi yoldan çıkarırsa artık yoktur onu doğru yola sevkedecek ve onları can gözleri kör olarak şaşkınlıklarında bırakır gider.
Adem Uğur : Allah kimi şaşırtırsa, artık onun için yol gösteren yoktur. Ve onları azgınlıkları içinde şaşkın olarak bırakır.
Ahmed Hulusi : Allâh kimi saptırırsa, artık ona hidâyet edecek yoktur. . . Onları kendi taşkınlıkları içinde kör ve şaşkın, bocalar hâlde bırakır.
Ahmet Tekin : Allah kimin hak yoldan uzaklaşmasına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihine özgürlük tanırsa, kimse onu doğru yola iletemez. Onları azgınlıkları içinde bocalar vaziyette bırakır.
Ahmet Varol : Allah kimi sapıklığa düşürürse onu doğru yola iletecek yoktur. (Allah) onları taşkınlıkları içinde bocalar bir halde bırakır.
Ali Bulaç : Allah'ın saptırdığı kimseye artık hidayet verecek yoktur. Ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakıverir.
Ali Fikri Yavuz : Kimi ki Allah doğru yoldan saptırır, artık onu yola getirecek kimse yoktur. Allah, onları azgınlıkları içinde bırakır, körü körüne yuvarlanır giderler.
Bekir Sadak : Allah'in saptirdigini yola getirecek yoktur. O, sapanlari taskinliklari icinde bocalayip dururlarken birakir.
Celal Yıldırım : Allah kimi doğru yoldan saptırırsa, onu doğru yola iletecek yoktur. Allah onları azgınlıkları içinde bocalayıp şaşkın şaşkın dururken bırakıverir.
Diyanet İşleri : Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek kimse yoktur. Allah, onları azgınlıkları içinde bırakır, bocalayıp dururlar.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'ın saptırdığını yola getirecek yoktur. O, sapanları taşkınlıkları içinde bocalayıp dururlarken bırakır.
Diyanet Vakfi : Allah kimi şaşırtırsa, artık onun için yol gösteren yoktur. Ve onları azgınlıkları içinde şaşkın olarak bırakır.
Edip Yüksel : ALLAH'ın saptırdığı kimseler için yol gösterici bulunmaz. Onları azgınlıkları içinde bocalar durur halde bırakır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah kimi saptırırsa onu yola getirecek bir kimse yoktur. O, onları kendi hâllerine bırakır ve kendi azgınlıkları içinde yuvarlanıp giderler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah kimi saptırırsa, artık onu yola getirecek bir kimse yoktur. O, onları bırakır taşkınlıkları içinde, körü körüne yuvarlanıp giderler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Kimi ki Allah saptırır, artık onu yola getirecek yoktur, o onları bırakır, tuğyanları içinde kör körüne yuvarlanır giderler
Fizilal-il Kuran : Allah'ın saptırdığı kulu hiç kimse doğru yola iletmez. O sapıkları, azgınlıklar içinde debelenmeye bırakır.
Gültekin Onan : Tanrı'nın saptırdığı kimseye artık hidayet verecek yoktur. Ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakıverir.
Hakkı Yılmaz : Allah, kimi saptırırsa, artık ona yol gösterecek bir kimse de yoktur. Ve O, bunları taşkınlıkları içinde şaşkın bir durumda bırakır.
Hasan Basri Çantay : Allah kimi sapdırırsa artık onu yola getirecek yokdur. O, bunları taşkınlığı içinde, ve serserî bir halde, bırakıverir.
Hayrat Neşriyat : Allah kimi (küfrü sebebiyle) dalâlete atarsa, o takdirde onu hidâyete erdirecek kimse yoktur ve (Allah) onları azgınlıkları içinde bırakır da bocalayıp dururlar!
İbni Kesir : Kimi, Allah saptırırsa; onu doğru yola götürecek yoktur. O, bunları taşkınlıkları içinde serseri bir halde bırakır.
İskender Evrenosoğlu : Allah kimi dalâlette bırakırsa, artık onun için bir hidayetçi (hidayete erdiren) yoktur. Ve onları azgınlıkları (isyanları) içinde şaşkın (bir halde) terkeder (bırakır).
Muhammed Esed : Allahın sapıklık içinde bıraktığı kimseler için yol gösterici yoktur. Allah, onları körcesine sağa sola sendeleyip dururken o kurumlu azgınlıkları içinde bırakacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Allah Teâlâ kimi dalâlete düşürürse artık ona hidâyet edecek bulunamaz ve onları kendi dalâletlerinde mütereddit bir halde bırakır.
Ömer Öngüt : Allah'ın saptırdığını yola getirecek yoktur, onları azgınlıkları içinde şaşkın olarak bocalayıp dururken bırakır.
Şaban Piriş : Allah kimi sapıklıkta bırakırsa onun bir rehberi yoktur. Onları azgınlıkları içerisinde şaşkın bir halde bırakır.
Suat Yıldırım : Allah kimi şaşırtırsa onu doğru yola getirecek yoktur. Allah onları azgınlıkları içinde bırakır, körü körüne yuvarlanır giderler.
Süleyman Ateş : Allâh kimi saptırırsa, artık onun için yol gösteren olmaz. Ve bırakır onları, azgınlıkları içinde bocalayıp dururlar.
Tefhim-ul Kuran : Allah'ın saptırdığı kimseye artık hidayet verecek yoktur. Ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakıverir.
Ümit Şimşek : Allah'ın saptırdığını doğru yola getirebilecek yoktur. Allah onları bırakır da azgınlıkları içinde bocalar dururlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah'ın şaşırttığına kimse kılavuzluk edemez. O bırakır onları ki, kudurgunlukları içinde bocalayıp dursunlar.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]