» 7 / A’râf  103:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
Araf Suresi = Yüksek/Orta Yer Suresi
46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasindaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
2. بَعَثْنَا (BAS̃NE) = beǎṧnā : gönderdik
3. مِنْ (MN) = min :
4. بَعْدِهِمْ (BAD̃HM) = beǎ'dihim : ardlarından
5. مُوسَىٰ (MWS) = mūsā : Musa'yı
6. بِايَاتِنَا (B ËYETNE) = biāyātinā : ayetlerimizle
7. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
8. فِرْعَوْنَ (FRAWN) = fir'ǎvne : Fir'avn'a
9. وَمَلَئِهِ (WMLÙH) = ve meleihi : ve onun ileri gelenlerine
10. فَظَلَمُوا (FƵLMWE) = feZelemū : haksızlık ettiler
11. بِهَا (BHE) = bihā : (ayetlerimize)
12. فَانْظُرْ (FENƵR) = fenZur : fakat bak
13. كَيْفَ (KYF) = keyfe : nasıl
14. كَانَ (KEN) = kāne : oldu
15. عَاقِبَةُ (AEGBT) = ǎāḳibetu : sonu
16. الْمُفْسِدِينَ (ELMFSD̃YN) = l-mufsidīne : bozguncuların
sonra | gönderdik | | ardlarından | Musa'yı | ayetlerimizle | | Fir'avn'a | ve onun ileri gelenlerine | haksızlık ettiler | (ayetlerimize) | fakat bak | nasıl | oldu | sonu | bozguncuların |

[] [BAS̃] [] [BAD̃] [] [EYY] [] [] [MLE] [ƵLM] [] [NƵR] [KYF] [KWN] [AGB] [FSD̃]
S̃M BAS̃NE MN BAD̃HM MWS B ËYETNE ÎL FRAWN WMLÙH FƵLMWE BHE FENƵR KYF KEN AEGBT ELMFSD̃YN

ṧumme beǎṧnā min beǎ'dihim mūsā biāyātinā ilā fir'ǎvne ve meleihi feZelemū bihā fenZur keyfe kāne ǎāḳibetu l-mufsidīne
ثم بعثنا من بعدهم موسى بآياتنا إلى فرعون وملئه فظلموا بها فانظر كيف كان عاقبة المفسدين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
بعثنا ب ع ث | BAS̃ BAS̃NE beǎṧnā gönderdik We sent
من | MN min from
بعدهم ب ع د | BAD̃ BAD̃HM beǎ'dihim ardlarından after them
موسى | MWS mūsā Musa'yı Musa
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimizle with Our Signs
إلى | ÎL ilā to
فرعون | FRAWN fir'ǎvne Fir'avn'a Firaun
وملئه م ل ا | MLE WMLÙH ve meleihi ve onun ileri gelenlerine and his chiefs,
فظلموا ظ ل م | ƵLM FƵLMWE feZelemū haksızlık ettiler But they were unjust
بها | BHE bihā (ayetlerimize) to them.
فانظر ن ظ ر | NƵR FENƵR fenZur fakat bak So see
كيف ك ي ف | KYF KYF keyfe nasıl how
كان ك و ن | KWN KEN kāne oldu was
عاقبة ع ق ب | AGB AEGBT ǎāḳibetu sonu (the) end
المفسدين ف س د | FSD̃ ELMFSD̃YN l-mufsidīne bozguncuların (of) the corrupters.

7:103 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

sonra | gönderdik | | ardlarından | Musa'yı | ayetlerimizle | | Fir'avn'a | ve onun ileri gelenlerine | haksızlık ettiler | (ayetlerimize) | fakat bak | nasıl | oldu | sonu | bozguncuların |

[] [BAS̃] [] [BAD̃] [] [EYY] [] [] [MLE] [ƵLM] [] [NƵR] [KYF] [KWN] [AGB] [FSD̃]
S̃M BAS̃NE MN BAD̃HM MWS B ËYETNE ÎL FRAWN WMLÙH FƵLMWE BHE FENƵR KYF KEN AEGBT ELMFSD̃YN

ṧumme beǎṧnā min beǎ'dihim mūsā biāyātinā ilā fir'ǎvne ve meleihi feZelemū bihā fenZur keyfe kāne ǎāḳibetu l-mufsidīne
ثم بعثنا من بعدهم موسى بآياتنا إلى فرعون وملئه فظلموا بها فانظر كيف كان عاقبة المفسدين

[] [ب ع ث] [] [ب ع د] [] [ا ي ي] [] [] [م ل ا] [ظ ل م] [] [ن ظ ر] [ك ي ف] [ك و ن] [ع ق ب] [ف س د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
بعثنا ب ع ث | BAS̃ BAS̃NE beǎṧnā gönderdik We sent
Be,Ayn,Se,Nun,Elif,
2,70,500,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعدهم ب ع د | BAD̃ BAD̃HM beǎ'dihim ardlarından after them
Be,Ayn,Dal,He,Mim,
2,70,4,5,40,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
موسى | MWS mūsā Musa'yı Musa
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"PN – accusative masculine proper noun → Musa"
اسم علم منصوب
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimizle with Our Signs
Be,,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
2,,10,1,400,50,1,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
جار ومجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
فرعون | FRAWN fir'ǎvne Fir'avn'a Firaun
Fe,Re,Ayn,Vav,Nun,
80,200,70,6,50,
"PN – genitive masculine proper noun → Pharaoh"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
وملئه م ل ا | MLE WMLÙH ve meleihi ve onun ileri gelenlerine and his chiefs,
Vav,Mim,Lam,,He,
6,40,30,,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فظلموا ظ ل م | ƵLM FƵLMWE feZelemū haksızlık ettiler But they were unjust
Fe,Zı,Lam,Mim,Vav,Elif,
80,900,30,40,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بها | BHE bihā (ayetlerimize) to them.
Be,He,Elif,
2,5,1,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
فانظر ن ظ ر | NƵR FENƵR fenZur fakat bak So see
Fe,Elif,Nun,Zı,Re,
80,1,50,900,200,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
كيف ك ي ف | KYF KYF keyfe nasıl how
Kef,Ye,Fe,
20,10,80,
INTG – interrogative noun
اسم استفهام
كان ك و ن | KWN KEN kāne oldu was
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
عاقبة ع ق ب | AGB AEGBT ǎāḳibetu sonu (the) end
Ayn,Elif,Gaf,Be,Te merbuta,
70,1,100,2,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
المفسدين ف س د | FSD̃ ELMFSD̃YN l-mufsidīne bozguncuların (of) the corrupters.
Elif,Lam,Mim,Fe,Sin,Dal,Ye,Nun,
1,30,40,80,60,4,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ثُمَّ: sonra | بَعَثْنَا: gönderdik | مِنْ: | بَعْدِهِمْ: ardlarından | مُوسَىٰ: Musa'yı | بِايَاتِنَا: ayetlerimizle | إِلَىٰ: | فِرْعَوْنَ: Fir'avn'a | وَمَلَئِهِ: ve onun ileri gelenlerine | فَظَلَمُوا: haksızlık ettiler | بِهَا: (ayetlerimize) | فَانْظُرْ: fakat bak | كَيْفَ: nasıl | كَانَ: oldu | عَاقِبَةُ: sonu | الْمُفْسِدِينَ: bozguncuların |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ثم S̃M sonra | بعثنا BAS̃NE gönderdik | من MN | بعدهم BAD̃HM ardlarından | موسى MWS Musa'yı | بآياتنا B ËYETNE ayetlerimizle | إلى ÎL | فرعون FRAWN Fir'avn'a | وملئه WMLÙH ve onun ileri gelenlerine | فظلموا FƵLMWE haksızlık ettiler | بها BHE (ayetlerimize) | فانظر FENƵR fakat bak | كيف KYF nasıl | كان KEN oldu | عاقبة AEGBT sonu | المفسدين ELMFSD̃YN bozguncuların |
Kırık Meal (Okunuş) : |ṧumme: sonra | beǎṧnā: gönderdik | min: | beǎ'dihim: ardlarından | mūsā: Musa'yı | biāyātinā: ayetlerimizle | ilā: | fir'ǎvne: Fir'avn'a | ve meleihi: ve onun ileri gelenlerine | feZelemū: haksızlık ettiler | bihā: (ayetlerimize) | fenZur: fakat bak | keyfe: nasıl | kāne: oldu | ǎāḳibetu: sonu | l-mufsidīne: bozguncuların |
Kırık Meal (Transcript) : |S̃M: sonra | BAS̃NE: gönderdik | MN: | BAD̃HM: ardlarından | MWS: Musa'yı | B ËYETNE: ayetlerimizle | ÎL: | FRAWN: Fir'avn'a | WMLÙH: ve onun ileri gelenlerine | FƵLMWE: haksızlık ettiler | BHE: (ayetlerimize) | FENƵR: fakat bak | KYF: nasıl | KEN: oldu | AEGBT: sonu | ELMFSD̃YN: bozguncuların |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlardan sonra da Mûsâ'yı, delillerimizle Firavun'a ve Firavun'un kavminden ileri gelenlere gönderdik, fakat kendilerine zulmetti onlar, bak da gör, bozguncuların sonucu ne olmuştur.
Adem Uğur : Sonra onların ardından Musa'yı mucizelerimizle Firavun ve kavmine gönderdik de o mucizeleri inkâr ettiler; ama, bak ki, fesatçıların sonu ne oldu!
Ahmed Hulusi : Sonra, onların ardından Musa'yı (Esmâ'nın açığa çıkışı olan) delillerimiz ile Firavun ve onun ileri gelenlerine bâ'settik. . . (Firavun ve ileri gelenleri ise) onlara (delillerimizin hakkını vermeyerek) zulmettiler. . . Fesat çıkaranların sonu nasıl oldu, bir bak!
Ahmet Tekin : Sonra onların ardından, Mûsâ’yı âyetlerimizle, mûcizelerimizle Firavun’a ve ileri gelenlerine, kodamanlarına tebliğ göreviyle özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik. Âyetlerimize karşı yakışıksız tavırlar aldılar, açıklanan sorumluluklarını hiçe saydılar, Allah’ın kitabını kendilerine tebliğini, sünnetin hayata geçirilmesini engellediler. İbret nazarıyla bir bak, incele, o bozguncuların âkıbetleri nasıl oldu?
Ahmet Varol : Sonra onların ardından Musa'yı ayetlerimizle, Firavun'a ve onun ileri gelenlerine gönderdik; ancak onlar ayetlerimize haksızlık ettiler. Bozguncuların sonlarının nasıl olduğuna bir bak!
Ali Bulaç : Sonra bunların (peygamberlerin) ardından Musa'yı ayetlerimizle Firavun'a ve önde gelen çevresine gönderdik; onlar ona (ayetlerimize) haksızlık ettiler. İşte bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.
Ali Fikri Yavuz : Sonra onların arkasından mûcizelerimizle Mûsa’yı Firavun’a ve topluluğuna gönderdik. Sonra o mûcizeleri inkâr edip kendilerine zulmettiler. Bak ki, o fesad çıkaranların âkıbeti nasıl oldu?
Bekir Sadak : Sonra peygamberlerin ardindan Musa'yi ayetlerimizle Firavun ve erkanina gonderdik. Ayetlerimize karsi haksizlik ettiler. Bozguncularin sonunun nasil olduguna bir bak.
Celal Yıldırım : Sonra da onların ardından Musa'yı âyetlerimizle Fir'avn'a ve (onun meclisinde yer alan, itibar gören) ileri gelenlerine gönderdik. Âyetlerimize karşı haksızlıkta bulundular ama (sen) fesad çıkarıp (Hakk'a karşı gelenlerin) sonunun nasıl olduğuna bir bak!
Diyanet İşleri : Sonra onların ardından Mûsâ’yı, apaçık mucizelerimizle Firavun’a ve onun ileri gelen adamlarına peygamber olarak gönderdik de onları (mucizeleri) inkâr ettiler. Bak, bozguncuların sonu nasıl oldu.
Diyanet İşleri (eski) : Sonra peygamberlerin ardından Musa'yı ayetlerimizle Firavun ve erkanına gönderdik. Ayetlerimize karşı haksızlık ettiler. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak.
Diyanet Vakfi : Sonra onların ardından Musa'yı mucizelerimizle Firavun ve kavmine gönderdik de o mucizeleri inkâr ettiler; ama, bak ki, fesatçıların sonu ne oldu!
Edip Yüksel : Sonra, onların ardından Firavun ve erkanına Musa'yı ayet ve mucizelerimizle gönderdik; fakat ayet ve mucizelerimize karşı haksızlık ettiler. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna dikkat et!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sonra onların arkasından Musa'yı mucizelerimizle Firavun'a ve topluluğuna gönderdik. Tuttular o mucizeleri inkâr ettiler. Ettiler de bak, o bozguncuların âkıbetleri nasıl oldu!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra onların arkasından Musa'yı ayetlerimizle, Firavun ve topluluğuna gönderdik. Tuttular o ayetlere karşı çıkarak zulmettiler. Artık bir bak o bozguncuların sonu ne oldu?
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra onların arkasından âyetlerimizle Musâyı Fir'avne ve cem'iyyetine gönderdik, tuttular, o âyetlere zulm ettiler, ettiler de bak o müfsidlerin akıbeti nasıl oldu?
Fizilal-il Kuran : Sonra bu peygamberlerin arkasından Musa'yı ayetlerimiz ile Firavun'a ve yakın adamlarına gönderdik, fakat onlar ayetlerimize karşı zalimce bir tutum takındılar. Gör bakalım, bozguncuların sonu nice oldu?
Gültekin Onan : Sonra bunların (elçilerin) ardından Musa'yı ayetlerimizle Firavun'a ve önde gelen çevresine gönderdik. Onlar ona (ayetlerimize) haksızlık ettiler. İşte bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.
Hakkı Yılmaz : Sonra o elçilerin/ o toplumların arkasından Mûsâ'yı alâmetlerimizle/ göstergelerimizle Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik de onlar, alâmetlere/ göstergelere haksızlık ettiler. Hele bir bak, o bozguncuların âkıbetleri nasıl oldu!
Hasan Basri Çantay : Sonra onların (o peygamberlerin) ardından Musâyi âyetlerimizle Fir'avne ve onun cem'iyyetine (peygamber olarak) gönderdik de (o âyetlere) zulm etdiler. Bak ki fesâdcıların sonu nice oldu!
Hayrat Neşriyat : Sonra onların ardından Mûsâ’yı mu'cizelerimizle Fir'avun’a ve (kavminin) ileri gelenlerine gönderdik de onlara (o mu'cizelere olan inkârlarıyla nefislerine) zulmettiler. Fakat bak fesad çıkaranların âkıbeti nasıl oldu!
İbni Kesir : Sonra onların ardından Musa'yı ayetlerimizle Firavun'a ve erkanına gönderdik. Onlar buna karşı haksızlık ettiler. Bir bak ki; fesadçıların sonu nice oldu?
İskender Evrenosoğlu : Bir zaman sonra da, onlardan sonra (onların arkasından), firavuna ve onun (kavminin) ileri gelenlerine Musa (A.S)'ı âyetlerimizle, (mucizelerimizle) gönderdik (görevlendirdik). Fakat ona zulmettiler. Bak fesat çıkaranların akibeti nasıl oldu.
Muhammed Esed : Ve bu (önceki toplumlardan) sonra Firavunun ve onun soylular çevresine Musayı ayetlerimizle gönderdik; onları inatla reddettiler ve bak, nasıl oldu sonu bu bozguncuların!
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra onları müteakip, Mûsa'yı âyetlerimizle Fir'avun'a ve onun kavminin büyüklerine peygamber gönderdik. O (âyetlere) zulmettiler. Artık bak ki, o müfsidlerin akibeti nasıl oldu?
Ömer Öngüt : Onlardan sonra da Musa'yı âyetlerimizle Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik. Onlar bu âyetlere karşı zâlimlik ettiler. Bir bak, fesatçıların âkibeti nasıl oldu?
Şaban Piriş : Onlardan sonra ayetlerimizle Musa’yı, Firavun’a ve onun zalim olan çevresine gönderdik. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bak!
Suat Yıldırım : Onlardan sonra Mûsâ’yı âyetlerimizle Firavun’a ve onun ileri gelen yetkililerine gönderdik. Onlar âyetlerimize haksızlık ettiler. Ettiler de, bak o müfsitlerin âkıbeti nice oldu!
Süleyman Ateş : Onlardan sonra Mûsâ'yı âyetlerimizle Fir'avn'a ve onun ileri gelen adamlarına gönderdik, âyetlerimize haksızlık ettiler; fakat bak, bozguncuların sonu nasıl oldu!
Tefhim-ul Kuran : Sonra bunların (peygamberlerin) ardından Musa'yı ayetlerimizle Firavun'a ve önde gelen çevresine gönderdik. Onlar ona (ayetlerimize) haksızlık ettiler. İşte bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.
Ümit Şimşek : Onların arkasından, Musa'yı âyetlerimizle birlikte Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine gönderdik. Fakat onlar da âyetlerimize haksızlık ettiler. Sonra bak, o bozguncuların sonu ne oldu?
Yaşar Nuri Öztürk : Onların ardından Musa'yı, ayetlerimizle Firavun'a ve kodamanlarına gönderdik de ayetlerimiz karşısında zulme saptılar. Bir bak, nasıl olmuştur bozguncuların sonu!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}