» 3 / Âl-i Imrân  69:

Kuran Sırası: 3
İniş Sırası: 89
Ali Imran Suresi = Imran Ailesi Suresi
Imran ailesinden bahsedildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَدَّتْ (WD̃T) = veddet : istedi ki
2. طَائِفَةٌ (ŦEÙFT) = Tāifetun : bir grup
3. مِنْ (MN) = min : -nden
4. أَهْلِ (ÊHL) = ehli : ehli-
5. الْكِتَابِ (ELKTEB) = l-kitābi : Kitap
6. لَوْ (LW) = lev : eğer
7. يُضِلُّونَكُمْ (YŽLWNKM) = yuDillūnekum : sizi saptırsınlar
8. وَمَا (WME) = ve mā : oysa
9. يُضِلُّونَ (YŽLWN) = yuDillūne : saptırıyorlar
10. إِلَّا (ÎLE) = illā : sadece
11. أَنْفُسَهُمْ (ÊNFSHM) = enfusehum : kendilerini
12. وَمَا (WME) = ve mā :
13. يَشْعُرُونَ (YŞARWN) = yeş'ǔrūne : farkında değiller
istedi ki | bir grup | -nden | ehli- | Kitap | eğer | sizi saptırsınlar | oysa | saptırıyorlar | sadece | kendilerini | | farkında değiller |

[WD̃D̃] [ŦWF] [] [EHL] [KTB] [] [ŽLL] [] [ŽLL] [] [NFS] [] [ŞAR]
WD̃T ŦEÙFT MN ÊHL ELKTEB LW YŽLWNKM WME YŽLWN ÎLE ÊNFSHM WME YŞARWN

veddet Tāifetun min ehli l-kitābi lev yuDillūnekum ve mā yuDillūne illā enfusehum ve mā yeş'ǔrūne
ودت طائفة من أهل الكتاب لو يضلونكم وما يضلون إلا أنفسهم وما يشعرون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ودت و د د | WD̃D̃ WD̃T veddet istedi ki Wished
طائفة ط و ف | ŦWF ŦEÙFT Tāifetun bir grup a group
من | MN min -nden from
أهل ا ه ل | EHL ÊHL ehli ehli- (the) People
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābi Kitap (of) the Book
لو | LW lev eğer if
يضلونكم ض ل ل | ŽLL YŽLWNKM yuDillūnekum sizi saptırsınlar they could lead you astray,
وما | WME ve mā oysa and not
يضلون ض ل ل | ŽLL YŽLWN yuDillūne saptırıyorlar they lead astray
إلا | ÎLE illā sadece except
أنفسهم ن ف س | NFS ÊNFSHM enfusehum kendilerini themselves
وما | WME ve mā and not
يشعرون ش ع ر | ŞAR YŞARWN yeş'ǔrūne farkında değiller they perceive.

3:69 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

istedi ki | bir grup | -nden | ehli- | Kitap | eğer | sizi saptırsınlar | oysa | saptırıyorlar | sadece | kendilerini | | farkında değiller |

[WD̃D̃] [ŦWF] [] [EHL] [KTB] [] [ŽLL] [] [ŽLL] [] [NFS] [] [ŞAR]
WD̃T ŦEÙFT MN ÊHL ELKTEB LW YŽLWNKM WME YŽLWN ÎLE ÊNFSHM WME YŞARWN

veddet Tāifetun min ehli l-kitābi lev yuDillūnekum ve mā yuDillūne illā enfusehum ve mā yeş'ǔrūne
ودت طائفة من أهل الكتاب لو يضلونكم وما يضلون إلا أنفسهم وما يشعرون

[و د د] [ط و ف] [] [ا ه ل] [ك ت ب] [] [ض ل ل] [] [ض ل ل] [] [ن ف س] [] [ش ع ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ودت و د د | WD̃D̃ WD̃T veddet istedi ki Wished
Vav,Dal,Te,
6,4,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
طائفة ط و ف | ŦWF ŦEÙFT Tāifetun bir grup a group
Tı,Elif,,Fe,Te merbuta,
9,1,,80,400,
N – nominative feminine singular indefinite noun
اسم مرفوع
من | MN min -nden from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
أهل ا ه ل | EHL ÊHL ehli ehli- (the) People
,He,Lam,
,5,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābi Kitap (of) the Book
Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be,
1,30,20,400,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
لو | LW lev eğer if
Lam,Vav,
30,6,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
يضلونكم ض ل ل | ŽLL YŽLWNKM yuDillūnekum sizi saptırsınlar they could lead you astray,
Ye,Dad,Lam,Vav,Nun,Kef,Mim,
10,800,30,6,50,20,40,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وما | WME ve mā oysa and not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الواو استئنافية
حرف نفي
يضلون ض ل ل | ŽLL YŽLWN yuDillūne saptırıyorlar they lead astray
Ye,Dad,Lam,Vav,Nun,
10,800,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلا | ÎLE illā sadece except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
أنفسهم ن ف س | NFS ÊNFSHM enfusehum kendilerini themselves
,Nun,Fe,Sin,He,Mim,
,50,80,60,5,40,
N – accusative feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وما | WME ve mā and not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CIRC – prefixed circumstantial particle
NEG – negative particle
الواو حالية
حرف نفي
يشعرون ش ع ر | ŞAR YŞARWN yeş'ǔrūne farkında değiller they perceive.
Ye,Şın,Ayn,Re,Vav,Nun,
10,300,70,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَدَّتْ: istedi ki | طَائِفَةٌ: bir grup | مِنْ: -nden | أَهْلِ: ehli- | الْكِتَابِ: Kitap | لَوْ: eğer | يُضِلُّونَكُمْ: sizi saptırsınlar | وَمَا: oysa | يُضِلُّونَ: saptırıyorlar | إِلَّا: sadece | أَنْفُسَهُمْ: kendilerini | وَمَا: | يَشْعُرُونَ: farkında değiller |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ودت WD̃T istedi ki | طائفة ŦEÙFT bir grup | من MN -nden | أهل ÊHL ehli- | الكتاب ELKTEB Kitap | لو LW eğer | يضلونكم YŽLWNKM sizi saptırsınlar | وما WME oysa | يضلون YŽLWN saptırıyorlar | إلا ÎLE sadece | أنفسهم ÊNFSHM kendilerini | وما WME | يشعرون YŞARWN farkında değiller |
Kırık Meal (Okunuş) : |veddet: istedi ki | Tāifetun: bir grup | min: -nden | ehli: ehli- | l-kitābi: Kitap | lev: eğer | yuDillūnekum: sizi saptırsınlar | ve mā: oysa | yuDillūne: saptırıyorlar | illā: sadece | enfusehum: kendilerini | ve mā: | yeş'ǔrūne: farkında değiller |
Kırık Meal (Transcript) : |WD̃T: istedi ki | ŦEÙFT: bir grup | MN: -nden | ÊHL: ehli- | ELKTEB: Kitap | LW: eğer | YŽLWNKM: sizi saptırsınlar | WME: oysa | YŽLWN: saptırıyorlar | ÎLE: sadece | ÊNFSHM: kendilerini | WME: | YŞARWN: farkında değiller |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kitap ehlinin bir bölüğü, yolunuzu sapıtmak ister. Halbuki sizi değil, ancak kendilerini yoldan çıkarırlar, kendileri sapıklığa düşerler de farkında değillerdir.
Adem Uğur : Ehl-i kitaptan bir kısmı istediler ki, ne yapıp edip sizi saptırabilsinler. Oysa onlar sadece kendilerini saptırırlar da farkına bile varmazlar.
Ahmed Hulusi : Kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlardan bir grup sizi saptırmayı arzuladılar; oysa onlar kendilerinden başkasını saptırmazlar. Ama bunu idrak edemiyorlar.
Ahmet Tekin : Ehl-i kitaptan bir kısmı ne yapıp edip sizin, hak yoldan uzaklaşıp, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihinizin önünü açmak istediler. Kendilerinden, birbirlerinden başkasının, hak yoldan uzaklaşıp dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerinin önünü açamadılar. Bunun bile farkında değiller.
Ahmet Varol : Kitap ehlinden bir topluluk sizi saptırmayı arzuladı. Oysa onlar sadece kendilerini saptırıyorlar da bunun farkında değiller.
Ali Bulaç : Kitap Ehlinden bir grup, sizi şaşırtıp saptırmayı arzuladı; fakat onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp saptırırlar da şuuruna varmazlar.
Ali Fikri Yavuz : Yahudi’lerden bir topluluk, sizi şaşırtıp dinlerine çevirmek istediler. Halbuki onlar, kendilerinden başkasını şaşırtıp saptıramazlar. Bunun farkında bile değillerdir.
Bekir Sadak : Kitab ehlinden bir takimi sizi sapitmak isterler; oysa kendilerini saptirirlar da farkina varmazlar.
Celal Yıldırım : Kitap Ehli'nden bir kısmı sizi şaşırtıp saptırmak istediler. Oysa farkında olmadan kendilerini saptırırlar.
Diyanet İşleri : Kitap ehlinden bir grup sizi saptırabilmeyi çok arzu etti. Oysa sadece kendilerini saptırıyorlar, fakat farkına varmıyorlar.
Diyanet İşleri (eski) : Kitap ehlinden bir takımı sizi sapıtmak isterler; oysa kendilerini saptırırlar da farkına varmazlar.
Diyanet Vakfi : Ehl-i kitaptan bir kısmı istediler ki, ne yapıp edip sizi saptırabilsinler. Oysa onlar sadece kendilerini saptırırlar da farkına bile varmazlar.
Edip Yüksel : Kitap halkından bir grup sizi saptırmak ister. Onlar sadece kendilerini saptırıyor. Farkında bile değiller.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kitap ehlinden bir grup sizi saptırmak istediler, halbuki sırf kendilerini saptırıyorlar da farkına varmıyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kitap verilenlerden bir topluluk, sizleri şaşırtmayı arzu etti. Oysa kendilerini şaşırtıyorlar da farkına varamıyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ehli kitabdan bir taife arzu etti ki sizi şaşırtsalar, halbuki sırf kendilerini şaşırtıyorlar da farkına varmıyorlar
Fizilal-il Kuran : Kitap ehlinden bir grup, sizi yoldan çıkarma sevdasına kapıldı. Oysa onlar sadece kendilerini yoldan çıkarırlar, ama bunun farkında değildirler.
Gültekin Onan : Kitap ehlinden bir grup sizi şaşırtıp saptırmayı arzuladı; fakat onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp saptırırlar da şuuruna varmazlar.
Hakkı Yılmaz : Kitap Ehlinden bir taife sizi saptırmak istedi. Hâlbuki onlar, sadece kendilerini saptırıyorlar, farkına da varmıyorlar.
Hasan Basri Çantay : Kitablılardan bir zümre arzu etdi ki sizi bir şaşırtsalar. Halbuki onlar kendilerinden başkasını şaşırtıb sapıtamazlar da farkına bile varmazlar.
Hayrat Neşriyat : Ehl-i kitabdan bir tâife arzu ettiler ki, keşke sizi dalâlete düşürseler! Hâlbuki sâdece kendilerini dalâlete düşürürler de farkına varmazlar.
İbni Kesir : Ehl-i Kitab'tan bir taife; sizi şaşırtmak istediler. Halbuki onlar; kendilerinden başkasını şaşırtmazlar da farkına varmazlar.
İskender Evrenosoğlu : Ehli Kitap'tan bir grup sizi dalâlete düşürmeyi diledi. Onlar, kendilerinden başkasını dalâlete düşüremezler. Ve onlar farkında değiller.
Muhammed Esed : Geçmiş vahyin izleyicilerinden bazıları sizi saptırmak isterler: Ama onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar; üstelik bunu fark etmezler de.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ehl-i kitaptan bir tâife, arzu etmiştir ki, sizleri idlâl etsinler. Halbuki, onlar kendi nefislerinden başkasını idlâl edemezler. Ve farkına varamazlar.
Ömer Öngüt : Kitap ehlinden bir tâife sizi saptırmak isterler. Oysa onlar ancak kendilerini saptırırlar da farkında olmazlar.
Şaban Piriş : Kitap ehlinden bir kısmı sizi yoldan çıkarmak isterler, fakat yalnızca kendilerini yoldan çıkarırlar da bunun farkına varmazlar.
Suat Yıldırım : Ehl-i kitaptan bir kısmı, sizi inancınızdan saptırmak istedi. Halbuki onlar sadece kendilerini saptırırlar da bunun farkına bile varmazlar.
Süleyman Ateş : Kitap ehlinden bir grup istedi ki sizi saptırsınlar. Oysa sadece kendilerini saptırıyorlar; fakat farkında değiller.
Tefhim-ul Kuran : Kitap Ehlinden bir grup, sizi şaşırtıp saptırmayı arzuladı; fakat onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp saptırırlar da şuuruna varmazlar.
Ümit Şimşek : Kitap Ehlinden bir topluluk sizi saptırmak istedi. Oysa onlar kendilerini saptırıyorlar da farkına bile varmıyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Kitap ehlinden bir zümre, sizi bir saptırabilseler diye arzu ettiler. Oysaki onlar, kendilerinden başkasını saptırmazlar. Ama bunu fark etmiyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}