» 23 / Mü’minûn  49:

Kuran Sırası: 23
İniş Sırası: 74
Müminun Suresi = Inananlar Suresi
Inananlarin basariya ulasacaklarindan bahsedildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَقَدْ (WLGD̃) = veleḳad : ve andolsun
2. اتَيْنَا ( ËTYNE) = āteynā : biz verdik
3. مُوسَى (MWS) = mūsā : Musa'ya
4. الْكِتَابَ (ELKTEB) = l-kitābe : Kitabı (Tevrat'ı)
5. لَعَلَّهُمْ (LALHM) = leǎllehum : belki onlar
6. يَهْتَدُونَ (YHTD̃WN) = yehtedūne : doğru yolu bulurlar diye
ve andolsun | biz verdik | Musa'ya | Kitabı (Tevrat'ı) | belki onlar | doğru yolu bulurlar diye |

[] [ETY] [] [KTB] [] [HD̃Y]
WLGD̃ ËTYNE MWS ELKTEB LALHM YHTD̃WN

veleḳad āteynā mūsā l-kitābe leǎllehum yehtedūne
ولقد آتينا موسى الكتاب لعلهم يهتدون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | WLGD̃ veleḳad ve andolsun And verily,
آتينا ا ت ي | ETY ËTYNE āteynā biz verdik We gave
موسى | MWS mūsā Musa'ya Musa
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābe Kitabı (Tevrat'ı) the Scripture
لعلهم | LALHM leǎllehum belki onlar so that they may
يهتدون ه د ي | HD̃Y YHTD̃WN yehtedūne doğru yolu bulurlar diye be guided.

23:49 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve andolsun | biz verdik | Musa'ya | Kitabı (Tevrat'ı) | belki onlar | doğru yolu bulurlar diye |

[] [ETY] [] [KTB] [] [HD̃Y]
WLGD̃ ËTYNE MWS ELKTEB LALHM YHTD̃WN

veleḳad āteynā mūsā l-kitābe leǎllehum yehtedūne
ولقد آتينا موسى الكتاب لعلهم يهتدون

[] [ا ت ي] [] [ك ت ب] [] [ه د ي]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | WLGD̃ veleḳad ve andolsun And verily,
Vav,Lam,Gaf,Dal,
6,30,100,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
آتينا ا ت ي | ETY ËTYNE āteynā biz verdik We gave
,Te,Ye,Nun,Elif,
,400,10,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
موسى | MWS mūsā Musa'ya Musa
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"PN – nominative masculine proper noun → Musa"
اسم علم مرفوع
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābe Kitabı (Tevrat'ı) the Scripture
Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be,
1,30,20,400,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
لعلهم | LALHM leǎllehum belki onlar so that they may
Lam,Ayn,Lam,He,Mim,
30,70,30,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
يهتدون ه د ي | HD̃Y YHTD̃WN yehtedūne doğru yolu bulurlar diye be guided.
Ye,He,Te,Dal,Vav,Nun,
10,5,400,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: ve andolsun | اتَيْنَا: biz verdik | مُوسَى: Musa'ya | الْكِتَابَ: Kitabı (Tevrat'ı) | لَعَلَّهُمْ: belki onlar | يَهْتَدُونَ: doğru yolu bulurlar diye |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولقد WLGD̃ ve andolsun | آتينا ËTYNE biz verdik | موسى MWS Musa'ya | الكتاب ELKTEB Kitabı (Tevrat'ı) | لعلهم LALHM belki onlar | يهتدون YHTD̃WN doğru yolu bulurlar diye |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: ve andolsun | āteynā: biz verdik | mūsā: Musa'ya | l-kitābe: Kitabı (Tevrat'ı) | leǎllehum: belki onlar | yehtedūne: doğru yolu bulurlar diye |
Kırık Meal (Transcript) : |WLGD̃: ve andolsun | ËTYNE: biz verdik | MWS: Musa'ya | ELKTEB: Kitabı (Tevrat'ı) | LALHM: belki onlar | YHTD̃WN: doğru yolu bulurlar diye |
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun ki biz, doğru yolu bulsunlar diye Mûsâ'ya kitap vermiştik.
Adem Uğur : Andolsun biz Musa'ya, belki onlar yola gelirler diye, Kitab'ı verdik.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki, (İsrailoğulları) hakikate ersinler diye Musa'ya hakikat BİLGİsini verdik.
Ahmet Tekin : Andolsun biz, Mûsâ’ya, onlar doğru yolu görüp tercih etme imkânı bulur ümidiyle kutsal kitabı vermiştik.
Ahmet Varol : Andolsun biz Musa'ya, bel ki onunla doğru yola ererler diye Kitab'ı vermiştik.
Ali Bulaç : Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik, belki onlar hidayete erer diye.
Ali Fikri Yavuz : Yemin olsun, Mûsa’ya Tevrat’ı verdik ki, kavmi hidayete ersinler .
Bekir Sadak : And olsun ki Musa'ya, dogru yola girsinler diye Kitap verdik.
Celal Yıldırım : And olsun ki Musâ'ya o kitabı (Tevrat'ı) verdik ki, onlar doğru yolu bulsunlar.
Diyanet İşleri : Andolsun, hidayete ersinler diye Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki Musa'ya, doğru yola girsinler diye Kitap verdik.
Diyanet Vakfi : Andolsun biz Musa'ya, belki onlar yola gelirler diye, Kitab'ı verdik.
Edip Yüksel : Doğruyu bulurlar diye Musa'ya Kitabı vermiştik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun biz Musa'ya belki onlar yola gelirler diye, o kitabı da verdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, berikiler doğru tutabilsinler diye Musa'ya o kitabı da verdik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şanım hakkı için berikiler doğru yolu tutabilsinler diye Musâya o kitabı da verdik
Fizilal-il Kuran : Soydaşları doğru yolu bulsunlar diye Musa'ya kitap verdik.
Gültekin Onan : Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik, belki onlar hidayete erer diye.
Hakkı Yılmaz : Ve andolsun Biz, Mûsâ'ya onlar kılavuzlandıkları doğru yola girsinler diye o kitabı verdik.
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki biz Musâya, (kavmi) belki hidâyete kavuşurlar diye, o kitabı (Tevrâtı) verdik.
Hayrat Neşriyat : And olsun ki Mûsâ’ya da Kitâb’ı verdik. Tâ ki onlar (o İsrâîloğulları), doğru yolu bulabilsinler.
İbni Kesir : Andolsun ki; doğru yola gelsinler diye Musa'ya Kitab'ı verdik.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun, Hz. Musa'ya kitap verdik ki böylece onlar, hidayete ersinler.
Muhammed Esed : Oysa, belki doğru yolu tutarlar diye Musa'ya kitap vermiştik.
Ömer Nasuhi Bilmen : Andolsun ki, Mûsa'ya kitap verdik, (kavmi) hidâyete erebilsinler diye.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz Musa'ya, belki hidayet bulurlar diye kitap verdik.
Şaban Piriş : Doğru yolu görsünler diye Musa’ya da kitabı vermiştik.
Suat Yıldırım : Oysa doğru yolu tutmaları ümidiyle biz Mûsâ’ya kitabı verdik.
Süleyman Ateş : (Sonra Mûsâ, İsrâil oğullarını Mısır'dan çıkardı. İsrâil oğulları) Doğru yolu bulsunlar diye biz, Mûsâ'ya Kitabı (Tevrât'ı) verdik.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik, belki onlar hidayete erer diye.
Ümit Şimşek : Doğru yolu bulsunlar diye Biz Musa'ya kitap da verdik.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, Mûsa'ya o Kitap'ı vermiştik ki, hidayete erebilsinler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}