» 23 / Mü’minûn  76:

Kuran Sırası: 23
İniş Sırası: 74
Müminun Suresi = Inananlar Suresi
Inananlarin basariya ulasacaklarindan bahsedildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَقَدْ (WLGD̃) = veleḳad : andolsun
2. أَخَذْنَاهُمْ (ÊḢZ̃NEHM) = eḣaƶnāhum : biz onları yakaladık
3. بِالْعَذَابِ (BELAZ̃EB) = bil-ǎƶābi : azab ile
4. فَمَا (FME) = femā : ama yine
5. اسْتَكَانُوا (ESTKENWE) = stekānū : boyun eğmediler
6. لِرَبِّهِمْ (LRBHM) = lirabbihim : Rabblerine
7. وَمَا (WME) = ve mā : ve
8. يَتَضَرَّعُونَ (YTŽRAWN) = yeteDerraǔne : O'na yalvarmıyorlar
andolsun | biz onları yakaladık | azab ile | ama yine | boyun eğmediler | Rabblerine | ve | O'na yalvarmıyorlar |

[] [EḢZ̃] [AZ̃B] [] [KYN] [RBB] [] [ŽRA]
WLGD̃ ÊḢZ̃NEHM BELAZ̃EB FME ESTKENWE LRBHM WME YTŽRAWN

veleḳad eḣaƶnāhum bil-ǎƶābi femā stekānū lirabbihim ve mā yeteDerraǔne
ولقد أخذناهم بالعذاب فما استكانوا لربهم وما يتضرعون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | WLGD̃ veleḳad andolsun And verily
أخذناهم ا خ ذ | EḢZ̃ ÊḢZ̃NEHM eḣaƶnāhum biz onları yakaladık We seized them
بالعذاب ع ذ ب | AZ̃B BELAZ̃EB bil-ǎƶābi azab ile with the punishment
فما | FME femā ama yine but not
استكانوا ك ي ن | KYN ESTKENWE stekānū boyun eğmediler they submit
لربهم ر ب ب | RBB LRBHM lirabbihim Rabblerine to their Lord
وما | WME ve mā ve and not
يتضرعون ض ر ع | ŽRA YTŽRAWN yeteDerraǔne O'na yalvarmıyorlar they supplicate humbly

23:76 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

andolsun | biz onları yakaladık | azab ile | ama yine | boyun eğmediler | Rabblerine | ve | O'na yalvarmıyorlar |

[] [EḢZ̃] [AZ̃B] [] [KYN] [RBB] [] [ŽRA]
WLGD̃ ÊḢZ̃NEHM BELAZ̃EB FME ESTKENWE LRBHM WME YTŽRAWN

veleḳad eḣaƶnāhum bil-ǎƶābi femā stekānū lirabbihim ve mā yeteDerraǔne
ولقد أخذناهم بالعذاب فما استكانوا لربهم وما يتضرعون

[] [ا خ ذ ] [ع ذ ب] [] [ك ي ن] [ر ب ب] [] [ض ر ع]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | WLGD̃ veleḳad andolsun And verily
Vav,Lam,Gaf,Dal,
6,30,100,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
أخذناهم ا خ ذ | EḢZ̃ ÊḢZ̃NEHM eḣaƶnāhum biz onları yakaladık We seized them
,Hı,Zel,Nun,Elif,He,Mim,
,600,700,50,1,5,40,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بالعذاب ع ذ ب | AZ̃B BELAZ̃EB bil-ǎƶābi azab ile with the punishment
Be,Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
2,1,30,70,700,1,2,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
فما | FME femā ama yine but not
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
استكانوا ك ي ن | KYN ESTKENWE stekānū boyun eğmediler they submit
Elif,Sin,Te,Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
1,60,400,20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form X) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لربهم ر ب ب | RBB LRBHM lirabbihim Rabblerine to their Lord
Lam,Re,Be,He,Mim,
30,200,2,5,40,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وما | WME ve mā ve and not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
يتضرعون ض ر ع | ŽRA YTŽRAWN yeteDerraǔne O'na yalvarmıyorlar they supplicate humbly
Ye,Te,Dad,Re,Ayn,Vav,Nun,
10,400,800,200,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form V) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: andolsun | أَخَذْنَاهُمْ: biz onları yakaladık | بِالْعَذَابِ: azab ile | فَمَا: ama yine | اسْتَكَانُوا: boyun eğmediler | لِرَبِّهِمْ: Rabblerine | وَمَا: ve | يَتَضَرَّعُونَ: O'na yalvarmıyorlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولقد WLGD̃ andolsun | أخذناهم ÊḢZ̃NEHM biz onları yakaladık | بالعذاب BELAZ̃EB azab ile | فما FME ama yine | استكانوا ESTKENWE boyun eğmediler | لربهم LRBHM Rabblerine | وما WME ve | يتضرعون YTŽRAWN O'na yalvarmıyorlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: andolsun | eḣaƶnāhum: biz onları yakaladık | bil-ǎƶābi: azab ile | femā: ama yine | stekānū: boyun eğmediler | lirabbihim: Rabblerine | ve mā: ve | yeteDerraǔne: O'na yalvarmıyorlar |
Kırık Meal (Transcript) : |WLGD̃: andolsun | ÊḢZ̃NEHM: biz onları yakaladık | BELAZ̃EB: azab ile | FME: ama yine | ESTKENWE: boyun eğmediler | LRBHM: Rabblerine | WME: ve | YTŽRAWN: O'na yalvarmıyorlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun ki biz onları azaplandırmıştık da gene Rablerine baş eğmemişlerdi ve yalvarmamışlardı.
Adem Uğur : Andolsun, biz onları sıkıntıya düşürdük de yine Rablerine boyun eğmediler, tazarru ve niyazda da bulunmuyorlar.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki onları azap ile yakaladık. . . Rablerine boyun eğmediler ve yakarmadılar!
Ahmet Tekin : Andolsun ki, biz onları azâba duçar ettik de, yine Rablerine boyun eğmediler, yalvarıp yakarmadılar.
Ahmet Varol : Biz onları azapla yakaladık ancak onlar yine de Rabblerine boyun eğmediler ve (hâlâ O'na) yalvarmıyorlar.
Ali Bulaç : Andolsun, biz onları azabla yakalayıverdik, fakat yine de Rablerine boyun eğmediler ve yakarıp yalvarmadılar.
Ali Fikri Yavuz : Doğrusu biz onları azaba (açlık ve kıtlığa) tuttuk da, yine Rablerine karşı boyun eğmediler. Onlar yalvarmıyorlar, (imana gelmiyorlar).
Bekir Sadak : And olsun ki, Biz onlari azabla yakalamistik, yine de Rablerine boyun egmemis ve yakarmamislardi.
Celal Yıldırım : And olsun ki biz onları azâb ile yakalayıvermiştik de (buna rağmen) yine Rablarına boyun eğmemiş, yalvarıp yakarmamışlardı.
Diyanet İşleri : Andolsun, biz onları azap ile kıskıvrak yakaladık da yine Rablerine boyun eğmediler ve O’na yalvarıp yakarmadılar.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki, Biz onları azabla yakalamıştık, yine de Rablerine boyun eğmemiş ve yakarmamışlardı.
Diyanet Vakfi : Andolsun, biz onları sıkıntıya düşürdük de yine Rablerine boyun eğmediler, tazarru ve niyazda da bulunmuyorlar.
Edip Yüksel : Onları cezaya çarptırmamıza rağmen Rab'lerine boyun eğmediler, yalvarmadılar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun, biz onları sıkıntıya düşürdük de yine Rablerine boyun eğmediler, tazarru' ve niyazda da bulunmadılar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Gerçekten Biz, onları azaba tuttuk da yine Rablerine karşı uslanmadılar ve yalvarmıyorlar da.
Elmalılı Hamdi Yazır : Filhakika biz, onları azâba tuttuk da yine rablarına karşı uslanmadılar ve yalvarmıyorlar
Fizilal-il Kuran : Biz onların yakalarına azapla yapıştık. Fakat ne Rabb'lerine boyun eğdiler ve ne de O'na yalvardılar.
Gültekin Onan : Andolsun, biz onları azabla yakalayıverdik, fakat yine de rablerine boyun eğmediler ve yakarıp yalvarmadılar.
Hakkı Yılmaz : "Ve andolsun, Biz onları azap ile yakaladık; buna rağmen Rablerine boyun eğmediler ve Allah'a karşı zeliller olduklarını hiç göstermediler. "
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki biz onları (evvelce de açlık) azâb (ı) ile yakaladık da yine Rablerine baş eğmediler. Onlar yalvarıb yakarmazlar.
Hayrat Neşriyat : And olsun ki, onları (Bedir’de) azâb ile yakaladık da yine Rablerine boyun eğmediler ve (O’na) yalvarmıyorlar(dı).
İbni Kesir : Andolsun ki Biz, onları azabla yakaladık. Ama yine de Rabblarına boyun eğmediler. Onlar yalvarıp yakarmazlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun ki onları, azaba aldık (azaba uğrattık). Fakat onlar, Rab'lerine boyun eğmediler ve yalvarıp dua etmediler.
Muhammed Esed : Ve gerçek şu ki, Biz onları azapla da sınadık, ama onlar yine de Rablerine boyun eğmediler; (bundan sonra da bağışlanma için) yalvarıp yakaracak değiller;
Ömer Nasuhi Bilmen : Andolsun ki, Biz onları azap ile yakaladık, onlar yine Rableri için tevazuda bulunmadılar ve yalvarışta bulunmadılar.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz onları azapla yakaladık. Yine de Rablerine boyun eğmediler, yalvarıp yakarmadılar.
Şaban Piriş : Gerçekten biz onları azaba tuttuk da yine Rab’lerine karşı uslanmadılar. Yalvarıp yakarmazlar da.
Suat Yıldırım : Biz onları çeşitli azaplara da uğrattık. Buna rağmen yine de Rab’lerine boyun eğip O’na yalvarıp yakarmadılar.
Süleyman Ateş : Andolsun biz onları azâb ile yakaladık, ama yine Rabblerine boyun eğmediler, O'na yalvarmıyorlar.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, biz onları azabla yakalayıverdik, fakat yine de Rablerine boyun eğmediler ve yakarıp yalvarmadılar.
Ümit Şimşek : Nitekim Bizim onları azapla yakaladığımız da oldu; fakat onlar Rablerine boyun eğmediler. Yine de yalvarıp yakarmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, biz onları azapla yakaladık. Ama yine de Rablerine boyun eğmediler. Sığınıp yakarmıyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}