"CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – accusative feminine indefinite noun → Tree" الواو عاطفة اسم منصوب
تخرج
خ ر ج | ḢRC
TḢRC
teḣrucu
çıkan
(that) springs forth
Te,Hı,Re,Cim, 400,600,200,3,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb فعل مضارع
من
|
MN
min
-dan
from
Mim,Nun, 40,50,
P – preposition حرف جر
طور
ط و ر | ŦWR
ŦWR
Tūri
Tur-i
Mount Sinai
Tı,Vav,Re, 9,6,200,
"N – genitive masculine noun → Mount Sinai" اسم مجرور
سيناء
|
SYNEÙ
seynā'e
Sinâ-
Mount Sinai
Sin,Ye,Nun,Elif,, 60,10,50,1,,
PN – genitive proper noun اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
تنبت
ن ب ت | NBT
TNBT
tenbutu
biten
(which) produces
Te,Nun,Be,Te, 400,50,2,400,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb فعل مضارع
بالدهن
د ه ن | D̃HN
BELD̃HN
bid-duhni
yağlı olarak
oil
Be,Elif,Lam,Dal,He,Nun, 2,1,30,4,5,50,
"P – prefixed preposition bi N – genitive masculine noun → Oil" جار ومجرور
وصبغ
ص ب غ | ṦBĞ
WṦBĞ
ve Sibğin
(ekmeklerini) batıracakları
and a relish
Vav,Sad,Be,Ğayn, 6,90,2,1000,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – genitive masculine indefinite noun الواو عاطفة اسم مجرور
للآكلين
ا ك ل | EKL
LL ËKLYN
lil'ākilīne
yiyenlerin
for those who eat.
Lam,Lam,,Kef,Lam,Ye,Nun, 30,30,,20,30,10,50,
P – prefixed preposition lām N – genitive masculine plural active participle جار ومجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَشَجَرَةً: ve bir ağaç | تَخْرُجُ: çıkan | مِنْ: -dan | طُورِ: Tur-i | سَيْنَاءَ: Sinâ- | تَنْبُتُ: biten | بِالدُّهْنِ: yağlı olarak | وَصِبْغٍ: (ekmeklerini) batıracakları | لِلْاكِلِينَ: yiyenlerin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وشجرة WŞCRTve bir ağaç | تخرج TḢRCçıkan | من MN-dan | طور ŦWRTur-i | سيناء SYNEÙSinâ- | تنبت TNBTbiten | بالدهن BELD̃HNyağlı olarak | وصبغ WṦBĞ(ekmeklerini) batıracakları | للآكلين LL ËKLYNyiyenlerin |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve şeceraten: ve bir ağaç | teḣrucu: çıkan | min: -dan | Tūri: Tur-i | seynā'e: Sinâ- | tenbutu: biten | bid-duhni: yağlı olarak | ve Sibğin: (ekmeklerini) batıracakları | lil'ākilīne: yiyenlerin |
Kırık Meal (Transcript) : |WŞCRT: ve bir ağaç | TḢRC: çıkan | MN: -dan | ŦWR: Tur-i | SYNEÙ: Sinâ- | TNBT: biten | BELD̃HN: yağlı olarak | WṦBĞ: (ekmeklerini) batıracakları | LL ËKLYN: yiyenlerin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Tûr-ı Siynâ'dan çıkan bir ağaç da meydana getirdik ki yağıyla ve yiyenlere, katığıyla biter.
Adem Uğur : Tûr-i Sînâ'da da yetişen bir ağaç daha meydana getirdik ki, bu ağaç hem yağ hem de yiyenlerin ekmeğine katık edecekleri (zeytin) verir.
Ahmed Hulusi : Ve (yine o su ile) Tur-i Sîna'dan (Musa'ın Rabbiyle buluştuğu mahal) çıkan, yağ veren ve yiyenler için bir katık olan (zeytin) ağaç. (İncirin, teklikteki çokluk sembolüne karşı zeytin de direkt teklik sembolü olarak değerlendirilir, tasavvuf düşüncesinde. )
Ahmet Tekin : Tûr’u Sînâ’da (Sîna dağında) biten bir ağaç daha yetiştirdik. Bu ağaç, hem yağ, hem de yiyenlere hoş kokulu, lezzetli bir katık olan zeytin mahsulü verir.
Ahmet Varol : Yine Turi Sina'dan çıkan bir ağaç (zeytin yetiştirdik). O yağlı ve yiyenlere bir katık olan (ürün) bitirmektedir.
Ali Bulaç : Ve (daha çok) Tur-i Sina'da çıkan bir ağaç (türü de yarattık); o yağlı ve yiyenlere bir katık olarak bitmekte (ürün vermekte)dir.
Ali Fikri Yavuz : (Yine sizin için) Tûr-i Sînâ dağından çıkan bir ağaç (zeytin ağacı) yarattık ki, hem yağ bitirir, hem de yiyecek kimselere bir katık.
Bekir Sadak : (19-20) Onunla, icinde, yediginiz bircok meyvalar bulunan hurmalik ve uzum baglari, Turi Sina'da yetisen, yiyenlere, yag ve katik veren zeytin agacini var ettik.
Celal Yıldırım : Ve (daha çok) Tûr-i Sina'da çıkan, yiyenlere yağ ve katık bitirip veren bir ağaç da yeşerttik.
Diyanet İşleri : Yine o su ile Sîna dağında biten bir ağaç (zeytin ağacı) yarattık ki hem yağ, hem de yiyenlere katık verir.
Diyanet İşleri (eski) : (19-20) Onunla, içinde, yediğiniz birçok meyvalar bulunan hurmalık ve üzüm bağları, Tur-i Sina'da yetişen, yiyenlere, yağ ve katık veren zeytin ağacını var ettik.
Diyanet Vakfi : Tûr-i Sînâ'da da yetişen bir ağaç daha meydana getirdik ki, bu ağaç hem yağ hem de yiyenlerin ekmeğine katık edecekleri (zeytin) verir.
Edip Yüksel : Sina Dağı civarında yetişen ve yiyenler için yağ ve lezzet üreten bir ağaç...
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Tûr-i Sinâ'da (dahi) yetişen bir ağaç da meydana getirdik ki, bu ağaç, hem yağ, hem de yiyenlerin ekmeğine katık edecekleri (zeytin) verir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de Tur-i Sina'da yetişen bir ağaç ki, hem yağ hem de yiyenlere bir katık ile biter.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve bir ağaç ki Tur-i Siyna'dan çıkar, yağ ve yiyenlere bir katıkla biter
Fizilal-il Kuran : Yine su sayesinde asıl kaynağı Tur-i Sina olan ve yiyenlere yağ ve katık sağlayan ağacı da yarattık.
Gültekin Onan : Ve (daha çok) Tur-i Sina'da çıkan bir ağaç (türü de yarattık); o yağlı ve yiyenlere bir katık olarak bitmekte (ürün vermekte)dir.
Hakkı Yılmaz : Ve Tûr-ı Sinâ'dan çıkan, yağ bitiren, yiyenlere katık olan bir ağaç meydana getirdik.
Hasan Basri Çantay : (Sizin için) Tuur-i sînâ'dan çıkan bir ağaç da (yaratdık) ki o (yerden) yağıyle ve yiyen kimselere bir katıkla beraber biter.
Hayrat Neşriyat : Bir de Tûr-ı Sînâ’dan çıkan bir ağaç (meydana getirdik) ki, (bu ağaç, sizler için)hem yağ, hem de yiyenlere bir katık (olan zeytin) ile (berâber) yetişir.
İbni Kesir : Tur-u Sina'da yetişen, yiyenlere yağ ve katık veren bir ağaç da var ettik
İskender Evrenosoğlu : Ve Turi Sina'da yetişen bir ağaç vardır ki, yağ çıkarır. Ve (o), yiyenler için bir katıktır.
Muhammed Esed : ve (yine onunla sizin için) Tur-i Sina (çevresindeki topraklar)da yetişen, ürününden yağ elde edilen ve yiyenlere hoş kokulu, lezzetli bir katık sağlayan ağacı (çıkarıyoruz).
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve bir ağaç da (inşa ettik) ki, Tûr-u Sîna'dan çıkar, yiyecekler için yağ ile bir katıklık ile biter.
Ömer Öngüt : Size bir de Tur-i sînâ'dan çıkan bir ağacı var ettik. Bu ağaç hem yağ, hem de yiyenlere katık (zeytin) verir.
Şaban Piriş : Sina Dağı’nda da yetişen, yiyenlere yağ ve katık veren bir ağaç da (o su ile yetişir).
Suat Yıldırım : Sina Dağından çıkan bir nebat da yetiştiririz ki o ağaç hem yağ, hem de yiyenlere bir katık çıkarır.
Süleyman Ateş : Yine onunla Tûr-i Sinâ'dan çıkan, (meyvası) yağlı olarak biten, yiyenlerin (yağına ekmeklerini) batıracakları bir (zeytin) ağac(ı) yetiştirdik.
Tefhim-ul Kuran : Ve (daha çok) Tur-i Sina'da çıkan bir ağaç (türü de yarattık); o yağlı ve yiyenlere bir katık olarak bitmekte (ürün vermekte)dir.
Ümit Şimşek : Bir de Sina Dağı çevresinde yetişen bir ağaç bitirdik ki, ondan hem bir yağ çıkar, hem de yiyenlere katık olur.
Yaşar Nuri Öztürk : Ve bir ağaç da yetiştirdik ki, Tûr-i Sina'dan çıkar, yağlı olarak biter; yiyenlere katıktır.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]