» 23 / Mü’minûn  18:

Kuran Sırası: 23
İniş Sırası: 74
Müminun Suresi = Inananlar Suresi
Inananlarin basariya ulasacaklarindan bahsedildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَنْزَلْنَا (WÊNZLNE) = ve enzelnā : ve indirdik
2. مِنَ (MN) = mine : -ten
3. السَّمَاءِ (ELSMEÙ) = s-semāi : gök-
4. مَاءً (MEÙ) = māen : su
5. بِقَدَرٍ (BGD̃R) = biḳaderin : belli ölçüde
6. فَأَسْكَنَّاهُ (FÊSKNEH) = feeskennāhu : ve onu durdurduk
7. فِي (FY) = fī :
8. الْأَرْضِ (ELÊRŽ) = l-erDi : yerde
9. وَإِنَّا (WÎNE) = ve innā : elbette biz
10. عَلَىٰ (AL) = ǎlā :
11. ذَهَابٍ (Z̃HEB) = ƶehābin : gidermeğe de
12. بِهِ (BH) = bihi : onu
13. لَقَادِرُونَ (LGED̃RWN) = leḳādirūne : kadiriz
ve indirdik | -ten | gök- | su | belli ölçüde | ve onu durdurduk | | yerde | elbette biz | | gidermeğe de | onu | kadiriz |

[NZL] [] [SMW] [MWH] [GD̃R] [SKN] [] [ERŽ] [] [] [Z̃HB] [] [GD̃R]
WÊNZLNE MN ELSMEÙ MEÙ BGD̃R FÊSKNEH FY ELÊRŽ WÎNE AL Z̃HEB BH LGED̃RWN

ve enzelnā mine s-semāi māen biḳaderin feeskennāhu l-erDi ve innā ǎlā ƶehābin bihi leḳādirūne
وأنزلنا من السماء ماء بقدر فأسكناه في الأرض وإنا على ذهاب به لقادرون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأنزلنا ن ز ل | NZL WÊNZLNE ve enzelnā ve indirdik And We send down
من | MN mine -ten from
السماء س م و | SMW ELSMEÙ s-semāi gök- the sky
ماء م و ه | MWH MEÙ māen su water,
بقدر ق د ر | GD̃R BGD̃R biḳaderin belli ölçüde in (due) measure
فأسكناه س ك ن | SKN FÊSKNEH feeskennāhu ve onu durdurduk then We cause it to settle
في | FY in
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yerde the earth.
وإنا | WÎNE ve innā elbette biz And indeed, We,
على | AL ǎlā on
ذهاب ذ ه ب | Z̃HB Z̃HEB ƶehābin gidermeğe de taking it away,
به | BH bihi onu taking it away,
لقادرون ق د ر | GD̃R LGED̃RWN leḳādirūne kadiriz surely (are) Able.

23:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve indirdik | -ten | gök- | su | belli ölçüde | ve onu durdurduk | | yerde | elbette biz | | gidermeğe de | onu | kadiriz |

[NZL] [] [SMW] [MWH] [GD̃R] [SKN] [] [ERŽ] [] [] [Z̃HB] [] [GD̃R]
WÊNZLNE MN ELSMEÙ MEÙ BGD̃R FÊSKNEH FY ELÊRŽ WÎNE AL Z̃HEB BH LGED̃RWN

ve enzelnā mine s-semāi māen biḳaderin feeskennāhu l-erDi ve innā ǎlā ƶehābin bihi leḳādirūne
وأنزلنا من السماء ماء بقدر فأسكناه في الأرض وإنا على ذهاب به لقادرون

[ن ز ل] [] [س م و] [م و ه] [ق د ر] [س ك ن] [] [ا ر ض] [] [] [ذ ه ب] [] [ق د ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأنزلنا ن ز ل | NZL WÊNZLNE ve enzelnā ve indirdik And We send down
Vav,,Nun,Ze,Lam,Nun,Elif,
6,,50,7,30,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN mine -ten from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
السماء س م و | SMW ELSMEÙ s-semāi gök- the sky
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,,
1,30,60,40,1,,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
ماء م و ه | MWH MEÙ māen su water,
Mim,Elif,,
40,1,,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
بقدر ق د ر | GD̃R BGD̃R biḳaderin belli ölçüde in (due) measure
Be,Gaf,Dal,Re,
2,100,4,200,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
فأسكناه س ك ن | SKN FÊSKNEH feeskennāhu ve onu durdurduk then We cause it to settle
Fe,,Sin,Kef,Nun,Elif,He,
80,,60,20,50,1,5,
REM – prefixed resumption particle
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yerde the earth.
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – genitive feminine noun → Earth"
اسم مجرور
وإنا | WÎNE ve innā elbette biz And indeed, We,
Vav,,Nun,Elif,
6,,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
على | AL ǎlā on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
ذهاب ذ ه ب | Z̃HB Z̃HEB ƶehābin gidermeğe de taking it away,
Zel,He,Elif,Be,
700,5,1,2,
N – genitive masculine indefinite verbal noun
اسم مجرور
به | BH bihi onu taking it away,
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
لقادرون ق د ر | GD̃R LGED̃RWN leḳādirūne kadiriz surely (are) Able.
Lam,Gaf,Elif,Dal,Re,Vav,Nun,
30,100,1,4,200,6,50,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine plural active participle
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَنْزَلْنَا: ve indirdik | مِنَ: -ten | السَّمَاءِ: gök- | مَاءً: su | بِقَدَرٍ: belli ölçüde | فَأَسْكَنَّاهُ: ve onu durdurduk | فِي: | الْأَرْضِ: yerde | وَإِنَّا: elbette biz | عَلَىٰ: | ذَهَابٍ: gidermeğe de | بِهِ: onu | لَقَادِرُونَ: kadiriz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأنزلنا WÊNZLNE ve indirdik | من MN -ten | السماء ELSMEÙ gök- | ماء MEÙ su | بقدر BGD̃R belli ölçüde | فأسكناه FÊSKNEH ve onu durdurduk | في FY | الأرض ELÊRŽ yerde | وإنا WÎNE elbette biz | على AL | ذهاب Z̃HEB gidermeğe de | به BH onu | لقادرون LGED̃RWN kadiriz |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve enzelnā: ve indirdik | mine: -ten | s-semāi: gök- | māen: su | biḳaderin: belli ölçüde | feeskennāhu: ve onu durdurduk | : | l-erDi: yerde | ve innā: elbette biz | ǎlā: | ƶehābin: gidermeğe de | bihi: onu | leḳādirūne: kadiriz |
Kırık Meal (Transcript) : |WÊNZLNE: ve indirdik | MN: -ten | ELSMEÙ: gök- | MEÙ: su | BGD̃R: belli ölçüde | FÊSKNEH: ve onu durdurduk | FY: | ELÊRŽ: yerde | WÎNE: elbette biz | AL: | Z̃HEB: gidermeğe de | BH: onu | LGED̃RWN: kadiriz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve gökten, ihtiyaç miktârınca yağmur yağdırdık da yağmur suyunu yerde kararlaştırdık, topladık ve bizim, hiç şüphe yok ki onu gidermeye de gücümüz yeter.
Adem Uğur : Gökten uygun bir ölçüde yağmur indirip onu arzda durdurduk. Bizim onu gidermeye de elbet gücümüz yeter.
Ahmed Hulusi : Semâdan belli bir ölçü ile su inzâl ettik de onu arzda durdurduk (arza - bedene onunla hayat verdik). . . Doğrusu onu gidermeye de elbette Kaadirleriz.
Ahmet Tekin : Gökten bir hesap, bir plan dâhilinde, ölçülü, düzenli bir şekilde biz su indirdik. Onu arza, toprağa biz yerleştirdik. Bizim onu gidermeye, yok etmeye de elbet gücümüz yeter.
Ahmet Varol : Gökten belli ölçüyle su indirip onu yere yerleştirdik. Şüphesiz biz onu giderme gücüne de sahibiz.
Ali Bulaç : Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yeryüzünde yerleştirdik; şüphesiz biz onu (kurutup) giderme gücüne de sahibiz.
Ali Fikri Yavuz : Gökten de bir ölçü dairesinde bir yağmur indirdik de, onu yerde iskân ettik (ırmak, göl, kuyu ve menba haline getirdik). Şüphe yok ki biz, o suyu yok etmeye de kadiriz.
Bekir Sadak : Gokten suyu olculu indirdik de, onu yerde durdurduk. suphesiz onu gidermeye de Kadiriz.
Celal Yıldırım : Gökten de belli ölçü ve oranda su indirdik de onu yeryüzünde eyleştirdik. Gerçekten bizim onu (bulunduğu yerden) gidermeye gücümüz yeter.
Diyanet İşleri : Biz, gökten belli bir ölçüde su indirdik de (faydalanmanız için) onu yeryüzünde tuttuk. Bizim onu tamamen gidermeye de muhakkak gücümüz yeter.
Diyanet İşleri (eski) : Gökten suyu ölçülü indirdik de, onu yerde durdurduk. Şüphesiz onu gidermeye de kadiriz.
Diyanet Vakfi : Gökten uygun bir ölçüde yağmur indirip onu arzda durdurduk. Bizim onu gidermeye de elbet gücümüz yeter.
Edip Yüksel : Gökten belli bir oranda su indirdik ve onu toprakta depoladık. Kuşkusuz onu gidermeye de gücümüz yeter.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Gökten uygun bir ölçüde yağmur indirip onu yerde durgunlaştırdık. Bizim onu gidermeye de elbet gücümüz yeter.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Gökten bir ölçü ile bir su indirdik ve onun yerde durmasını sağladık. Oysa Biz, onu giderme gücüne de sahibiz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve Semadan bir kader ile bir su indirdik de onu yerde iskân eyledik, halbuki biz onu giderivermeğe de şübhesiz kadiriz
Fizilal-il Kuran : Biz gökten belirli miktarda su yağdırarak onu yerin yüzeyinde durdurduk. Hiç şüphesiz onu geri götürmeye de gücümüz yeter.
Gültekin Onan : Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yeryüzünde yerleştirdik; şüphesiz biz onu (kurutup) giderme gücüne de sahibiz.
Hakkı Yılmaz : Ve Biz gökten bir ölçüde su indirdik de onu yeryüzünde durgunlaştırdık. Ve şüphesiz Biz, onu gidermeye de kesinlikle güç yetirenleriz.
Hasan Basri Çantay : Gökden de yetecek kadar su indirdik de onu yerde iskân etdik. Hiç şübhesiz ki biz onu gidermiye de kaadiriz.
Hayrat Neşriyat : Gökten belli bir mikdar ile su indirdik, sonra onu yerde durdurduk. Şübhesiz ki biz, onu gidermeye de elbette gücü yetenleriz.
İbni Kesir : Gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yerde durdurduk. Şüphesiz Biz; onu gidermeye de kadiriz.
İskender Evrenosoğlu : Ve Biz, semadan takdir edilmiş miktarda su indirdik. Böylece onu(nla) yeryüzünde (göller, nehirler, denizler) oluşturduk. Ve muhakkak ki Biz, onu elbette (buharlaştırarak) gidermeye kaadiriz.
Muhammed Esed : Ve Biz suyu gökten (belirlediğimiz) bir ölçüye göre indiriyor, sonra da onu yeryüzünde tutuyoruz; ama, hiç şüphesiz, bu (nimeti) geri almaya da kadiriz!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve gökten kâfi miktar su indirdik, sonra onu yerde yerleştirdik. Şüphe yok ki, Biz onu gidermek üzerine de elbette kâdiriz.
Ömer Öngüt : Biz gökten, belli ölçü ve miktarda su indirdik ve onu yerin içine yerleştirdik. Şüphe yok ki bizim onu gidermeye de gücümüz yeter.
Şaban Piriş : Gökten belli bir ölçüye göre su indirdik. Onu yeryüzünde tuttuk. Onu gidermeye de elbette gücümüz yeter.
Suat Yıldırım : Biz gökten belirlediğimiz bir ölçüye göre su indirir ve onu yerde dinlendiririz. Ama dilersek onu yerden gidermeye de kadiriz.
Süleyman Ateş : Gökten belli ölçü ve miktarda su indirip onu yerde durdurduk. Biz onu (indirmeğe kâdir olduğumuz gibi) gidermeğe de kâdiriz.
Tefhim-ul Kuran : Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yeryüzünde yerleştirdik; şüphesiz biz onu (kurutup) giderme gücüne de sahibiz.
Ümit Şimşek : Biz gökten bir ölçü ile su indirdik ve onu yeryüzünde yerleştirdik. Onu gidermeye de Bizim gücümüz elbette yeter.
Yaşar Nuri Öztürk : Gökten bir kaderle/belli ölçüde bir su indirdik de onu yeryüzünde durdurduk. Elbette ki biz, onu gidermeye de gücü yetenleriz!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}