» 23 / Mü’minûn  54:

Kuran Sırası: 23
İniş Sırası: 74
Müminun Suresi = Inananlar Suresi
Inananlarin basariya ulasacaklarindan bahsedildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَذَرْهُمْ (FZ̃RHM) = feƶerhum : onları bırak
2. فِي (FY) = fī : içinde
3. غَمْرَتِهِمْ (ĞMRTHM) = ğamratihim : gafletleri
4. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : kadar
5. حِينٍ (ḪYN) = Hīnin : bir süreye
onları bırak | içinde | gafletleri | kadar | bir süreye |

[WZ̃R] [] [ĞMR] [] [ḪYN]
FZ̃RHM FY ĞMRTHM ḪT ḪYN

feƶerhum ğamratihim Hattā Hīnin
فذرهم في غمرتهم حتى حين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فذرهم و ذ ر | WZ̃R FZ̃RHM feƶerhum onları bırak So leave them
في | FY içinde in
غمرتهم غ م ر | ĞMR ĞMRTHM ğamratihim gafletleri their confusion
حتى | ḪT Hattā kadar until
حين ح ي ن | ḪYN ḪYN Hīnin bir süreye a time.

23:54 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

onları bırak | içinde | gafletleri | kadar | bir süreye |

[WZ̃R] [] [ĞMR] [] [ḪYN]
FZ̃RHM FY ĞMRTHM ḪT ḪYN

feƶerhum ğamratihim Hattā Hīnin
فذرهم في غمرتهم حتى حين

[و ذ ر] [] [غ م ر] [] [ح ي ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فذرهم و ذ ر | WZ̃R FZ̃RHM feƶerhum onları bırak So leave them
Fe,Zel,Re,He,Mim,
80,700,200,5,40,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY içinde in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
غمرتهم غ م ر | ĞMR ĞMRTHM ğamratihim gafletleri their confusion
Ğayn,Mim,Re,Te,He,Mim,
1000,40,200,400,5,40,
N – genitive feminine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
حتى | ḪT Hattā kadar until
Ha,Te,,
8,400,,
P – preposition
حرف جر
حين ح ي ن | ḪYN ḪYN Hīnin bir süreye a time.
Ha,Ye,Nun,
8,10,50,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَذَرْهُمْ: onları bırak | فِي: içinde | غَمْرَتِهِمْ: gafletleri | حَتَّىٰ: kadar | حِينٍ: bir süreye |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فذرهم FZ̃RHM onları bırak | في FY içinde | غمرتهم ĞMRTHM gafletleri | حتى ḪT kadar | حين ḪYN bir süreye |
Kırık Meal (Okunuş) : |feƶerhum: onları bırak | : içinde | ğamratihim: gafletleri | Hattā: kadar | Hīnin: bir süreye |
Kırık Meal (Transcript) : |FZ̃RHM: onları bırak | FY: içinde | ĞMRTHM: gafletleri | ḪT: kadar | ḪYN: bir süreye |
Abdulbaki Gölpınarlı : Artık bir zamâna dek sapıklıkları içinde bırak onları.
Adem Uğur : Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak!
Ahmed Hulusi : Bir süre onları kozaları içinde bırak!
Ahmet Tekin : Şimdi sen, helâk olacakları vakit gelinceye kadar, onları gafletleri, cehaletleri, şaşkınlıkları ile baş başa bırak.
Ahmet Varol : Sen onları bir süreye kadar gafletleri içinde bırak.
Ali Bulaç : Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.
Ali Fikri Yavuz : Şimdi (Ey Rasûlüm), o Mekke kâfirlerini bir vakte kadar dalgınlıkları içinde bırak.
Bekir Sadak : Onlari bir sureye kadar sapikliklariyla basbasa birak.
Celal Yıldırım : Artık sen onları (ilâhî emir ve hüküm ininceye kadar) bir süre şaşkınlıkları içinde (bocalar halde) bırak.
Diyanet İşleri : Ey Muhammed! Sen onları bir zamana kadar, gaflet ve şaşkınlıklarıyla baş başa bırak!
Diyanet İşleri (eski) : Onları bir süreye kadar sapıklıklarıyla başbaşa bırak.
Diyanet Vakfi : Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak!
Edip Yüksel : Belli bir süreye kadar onları şaşkınlıkları içinde bırak.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sen şimdi onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şimdi sen onları bir zamana kadar dalgınlıkları içinde bırak.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şimdi sen onları bırak dalgınlıkları içinde tâ bir deme kadar
Fizilal-il Kuran : Bir süre için onları gafletleri ve sapıklıkları ile başbaşa bırak.
Gültekin Onan : Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.
Hakkı Yılmaz : Sen, şimdi onları bir zamana kadar sapkınlıkları ile başbaşa bırak!
Hasan Basri Çantay : Şimdi sen onları bir vaktâ kadar sapıklıkları içinde bırak.
Hayrat Neşriyat : Artık onları bir zamâna kadar dalâletleriyle (baş başa) bırak!
İbni Kesir : Bir süreye kadar onları kendi sapıklıklarıyla başbaşa bırak.
İskender Evrenosoğlu : Artık onları, kendi dalâletleri içinde belli bir süreye kadar terket.
Muhammed Esed : Fakat onları bir vakte kadar, kendi cehaletlerine gömülmüş olarak, kendi hallerine bırak.
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık sen onları kendi dalâletleri içinde bir zamana kadar terket.
Ömer Öngüt : Şimdi sen onları bir süreye kadar kendi sapıklıkları ile başbaşa bırak.
Şaban Piriş : Bir süreye kadar onları kendi sapıklıklarıyla baş başa bırak.
Suat Yıldırım : Sen onları, bir süreye kadar daldıkları gaflet içinde kendi hallerine bırak!
Süleyman Ateş : Bir süreye kadar onları, (daldıkları) gafletleri içinde bırak.
Tefhim-ul Kuran : Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.
Ümit Şimşek : Sen onları bir süre gafletleriyle baş başa bırak.
Yaşar Nuri Öztürk : Artık sen onları bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}