» 4 / Nisâ  54:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
Nisa Suresi = Kadinlar Suresi
Pek çok ayetinde kadinlarin haklarindan bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَمْ (ÊM) = em : yoksa
2. يَحْسُدُونَ (YḪSD̃WN) = yeHsudūne : kıskanıyorlar mı
3. النَّاسَ (ELNES) = n-nāse : insanlara
4. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : yüzünden
5. مَا (ME) = mā : şeyi (vahiyleri)
6. اتَاهُمُ ( ËTEHM) = ātāhumu : verdiği
7. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'ın
8. مِنْ (MN) = min : -ndan
9. فَضْلِهِ (FŽLH) = feDlihi : lutfu-
10. فَقَدْ (FGD̃) = feḳad : oysa
11. اتَيْنَا ( ËTYNE) = āteynā : biz verdik
12. الَ ( ËL) = āle : soyuna
13. إِبْرَاهِيمَ (ÎBREHYM) = ibrāhīme : İbrahim
14. الْكِتَابَ (ELKTEB) = l-kitābe : Kitabı
15. وَالْحِكْمَةَ (WELḪKMT) = velHikmete : ve hikmeti
16. وَاتَيْنَاهُمْ (W ËTYNEHM) = ve āteynāhum : ve onlara verdik
17. مُلْكًا (MLKE) = mulken : bir mülk
18. عَظِيمًا (AƵYME) = ǎZīmen : büyük
yoksa | kıskanıyorlar mı | insanlara | yüzünden | şeyi (vahiyleri) | verdiği | Allah'ın | -ndan | lutfu- | oysa | biz verdik | soyuna | İbrahim | Kitabı | ve hikmeti | ve onlara verdik | bir mülk | büyük |

[] [ḪSD̃] [NWS] [] [] [ETY] [] [] [FŽL] [] [ETY] [EWL] [] [KTB] [ḪKM] [ETY] [MLK] [AƵM]
ÊM YḪSD̃WN ELNES AL ME ËTEHM ELLH MN FŽLH FGD̃ ËTYNE ËL ÎBREHYM ELKTEB WELḪKMT W ËTYNEHM MLKE AƵYME

em yeHsudūne n-nāse ǎlā ātāhumu llahu min feDlihi feḳad āteynā āle ibrāhīme l-kitābe velHikmete ve āteynāhum mulken ǎZīmen
أم يحسدون الناس على ما آتاهم الله من فضله فقد آتينا آل إبراهيم الكتاب والحكمة وآتيناهم ملكا عظيما

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أم | ÊM em yoksa Or
يحسدون ح س د | ḪSD̃ YḪSD̃WN yeHsudūne kıskanıyorlar mı are they jealous
الناس ن و س | NWS ELNES n-nāse insanlara (of) the people
على | AL ǎlā yüzünden for
ما | ME şeyi (vahiyleri) what
آتاهم ا ت ي | ETY ËTEHM ātāhumu verdiği gave them
الله | ELLH llahu Allah'ın Allah
من | MN min -ndan from
فضله ف ض ل | FŽL FŽLH feDlihi lutfu- His Bounty?
فقد | FGD̃ feḳad oysa But surely
آتينا ا ت ي | ETY ËTYNE āteynā biz verdik We gave
آل ا و ل | EWL ËL āle soyuna (the) family
إبراهيم | ÎBREHYM ibrāhīme İbrahim (of) Ibrahim
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābe Kitabı the Book
والحكمة ح ك م | ḪKM WELḪKMT velHikmete ve hikmeti and [the] wisdom
وآتيناهم ا ت ي | ETY W ËTYNEHM ve āteynāhum ve onlara verdik and [We] gave them
ملكا م ل ك | MLK MLKE mulken bir mülk a kingdom
عظيما ع ظ م | AƵM AƵYME ǎZīmen büyük great.

4:54 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

yoksa | kıskanıyorlar mı | insanlara | yüzünden | şeyi (vahiyleri) | verdiği | Allah'ın | -ndan | lutfu- | oysa | biz verdik | soyuna | İbrahim | Kitabı | ve hikmeti | ve onlara verdik | bir mülk | büyük |

[] [ḪSD̃] [NWS] [] [] [ETY] [] [] [FŽL] [] [ETY] [EWL] [] [KTB] [ḪKM] [ETY] [MLK] [AƵM]
ÊM YḪSD̃WN ELNES AL ME ËTEHM ELLH MN FŽLH FGD̃ ËTYNE ËL ÎBREHYM ELKTEB WELḪKMT W ËTYNEHM MLKE AƵYME

em yeHsudūne n-nāse ǎlā ātāhumu llahu min feDlihi feḳad āteynā āle ibrāhīme l-kitābe velHikmete ve āteynāhum mulken ǎZīmen
أم يحسدون الناس على ما آتاهم الله من فضله فقد آتينا آل إبراهيم الكتاب والحكمة وآتيناهم ملكا عظيما

[] [ح س د] [ن و س] [] [] [ا ت ي] [] [] [ف ض ل] [] [ا ت ي] [ا و ل] [] [ك ت ب] [ح ك م] [ا ت ي] [م ل ك] [ع ظ م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أم | ÊM em yoksa Or
,Mim,
,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
يحسدون ح س د | ḪSD̃ YḪSD̃WN yeHsudūne kıskanıyorlar mı are they jealous
Ye,Ha,Sin,Dal,Vav,Nun,
10,8,60,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الناس ن و س | NWS ELNES n-nāse insanlara (of) the people
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
على | AL ǎlā yüzünden for
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
ما | ME şeyi (vahiyleri) what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
آتاهم ا ت ي | ETY ËTEHM ātāhumu verdiği gave them
,Te,Elif,He,Mim,
,400,1,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ELLH llahu Allah'ın Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
من | MN min -ndan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
فضله ف ض ل | FŽL FŽLH feDlihi lutfu- His Bounty?
Fe,Dad,Lam,He,
80,800,30,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فقد | FGD̃ feḳad oysa But surely
Fe,Gaf,Dal,
80,100,4,
SUP – prefixed supplemental particle
CERT – particle of certainty
الفاء زائدة
حرف تحقيق
آتينا ا ت ي | ETY ËTYNE āteynā biz verdik We gave
,Te,Ye,Nun,Elif,
,400,10,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
آل ا و ل | EWL ËL āle soyuna (the) family
,Lam,
,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
إبراهيم | ÎBREHYM ibrāhīme İbrahim (of) Ibrahim
,Be,Re,Elif,He,Ye,Mim,
,2,200,1,5,10,40,
"PN – genitive masculine proper noun → Ibrahim"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābe Kitabı the Book
Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be,
1,30,20,400,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
والحكمة ح ك م | ḪKM WELḪKMT velHikmete ve hikmeti and [the] wisdom
Vav,Elif,Lam,Ha,Kef,Mim,Te merbuta,
6,1,30,8,20,40,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative feminine noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
وآتيناهم ا ت ي | ETY W ËTYNEHM ve āteynāhum ve onlara verdik and [We] gave them
Vav,,Te,Ye,Nun,Elif,He,Mim,
6,,400,10,50,1,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ملكا م ل ك | MLK MLKE mulken bir mülk a kingdom
Mim,Lam,Kef,Elif,
40,30,20,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
عظيما ع ظ م | AƵM AƵYME ǎZīmen büyük great.
Ayn,Zı,Ye,Mim,Elif,
70,900,10,40,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَمْ: yoksa | يَحْسُدُونَ: kıskanıyorlar mı | النَّاسَ: insanlara | عَلَىٰ: yüzünden | مَا: şeyi (vahiyleri) | اتَاهُمُ: verdiği | اللَّهُ: Allah'ın | مِنْ: -ndan | فَضْلِهِ: lutfu- | فَقَدْ: oysa | اتَيْنَا: biz verdik | الَ: soyuna | إِبْرَاهِيمَ: İbrahim | الْكِتَابَ: Kitabı | وَالْحِكْمَةَ: ve hikmeti | وَاتَيْنَاهُمْ: ve onlara verdik | مُلْكًا: bir mülk | عَظِيمًا: büyük |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أم ÊM yoksa | يحسدون YḪSD̃WN kıskanıyorlar mı | الناس ELNES insanlara | على AL yüzünden | ما ME şeyi (vahiyleri) | آتاهم ËTEHM verdiği | الله ELLH Allah'ın | من MN -ndan | فضله FŽLH lutfu- | فقد FGD̃ oysa | آتينا ËTYNE biz verdik | آل ËL soyuna | إبراهيم ÎBREHYM İbrahim | الكتاب ELKTEB Kitabı | والحكمة WELḪKMT ve hikmeti | وآتيناهم W ËTYNEHM ve onlara verdik | ملكا MLKE bir mülk | عظيما AƵYME büyük |
Kırık Meal (Okunuş) : |em: yoksa | yeHsudūne: kıskanıyorlar mı | n-nāse: insanlara | ǎlā: yüzünden | : şeyi (vahiyleri) | ātāhumu: verdiği | llahu: Allah'ın | min: -ndan | feDlihi: lutfu- | feḳad: oysa | āteynā: biz verdik | āle: soyuna | ibrāhīme: İbrahim | l-kitābe: Kitabı | velHikmete: ve hikmeti | ve āteynāhum: ve onlara verdik | mulken: bir mülk | ǎZīmen: büyük |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊM: yoksa | YḪSD̃WN: kıskanıyorlar mı | ELNES: insanlara | AL: yüzünden | ME: şeyi (vahiyleri) | ËTEHM: verdiği | ELLH: Allah'ın | MN: -ndan | FŽLH: lutfu- | FGD̃: oysa | ËTYNE: biz verdik | ËL: soyuna | ÎBREHYM: İbrahim | ELKTEB: Kitabı | WELḪKMT: ve hikmeti | W ËTYNEHM: ve onlara verdik | MLKE: bir mülk | AƵYME: büyük |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yoksa Allah'ın, lütfedip insanlara ihsân ettiği şeylere haset mi ediyorlar? Gerçekten de biz İbrahîm soyuna kitap ve hikmet verdik ve onlara büyük bir saltanat ihsân ettik.
Adem Uğur : Yoksa onlar, Allah'ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar? Oysa İbrahim soyuna Kitab'ı ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşettik.
Ahmed Hulusi : Yoksa o insanlara, Allâh'ın fazlından verdiklerini hazmedemeyip, haset mi ediyorlar? Gerçekten biz Âl-i İbrahim'e hakikat bilgisi ve Hikmet (Sünnetullah ilmi) verdik. Hem de aziym bir mülk verdik.
Ahmet Tekin : Yoksa onlar, Allah’ın lütuf ve kereminden insanlara verdiği maddî-manevî nimetleri, imkânları mı kıskanıyorlar? Şüphesiz biz, İbrahim ailesine ve nesline, kitaplar, peygamberlik, ilim ve hikmet, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini verdik. Onlara büyük bir mülk, büyük bir devlet ve saltanat ihsan ettik.
Ahmet Varol : Yoksa Allah'ın kendi lütfundan vermiş olduğu şeylerden dolayı insanları çekemiyorlar mı? Biz İbrahim ailesine de Kitab'ı ve hikmeti verdik; onlara ayrıca büyük bir mülk bahşettik.
Ali Bulaç : Yoksa onlar, Allah'ın kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar? Doğrusu biz, İbrahim ailesine Kitabı ve hikmeti verdik; onlara büyük bir mülk de verdik.
Ali Fikri Yavuz : Yoksa, Allah, fazlından insanlara verdiği nimetlere hased mi ediyorlar? Gerçekten biz İbrahim hanedânına kitab ve hikmet verdik. Hem de onlara büyük bir mülk ve saltanat ihsan ettik.
Bekir Sadak : Yoksa Allah'in bol nimetinden verdigi kimseleri mi cekemiyorlar? Oysa Ibrahim ailesine kitap ve hikmet verdik, onlara buyuk hukumranlik bahsettik.
Celal Yıldırım : Yoksa Allah'ın insanlara cömertçe sunduğu nîmet ve bol ihsanına karşı hased mi ediyorlar ? Gerçekten biz İbrahim hanedanına kitap ve hikmet verdik, hem de büyük bir mülk sunduk.
Diyanet İşleri : Yoksa, insanları; Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği şey dolayısıyla kıskanıyorlar mı? Şüphesiz biz, İbrahim ailesine de kitap ve hikmet vermişizdir. Onlara büyük bir hükümranlık da vermiştik.
Diyanet İşleri (eski) : Yoksa Allah'ın bol nimetinden verdiği kimseleri mi çekemiyorlar? Oysa İbrahim ailesine kitap ve hikmet verdik, onlara büyük hükümranlık bahşettik.
Diyanet Vakfi : Yoksa onlar, Allah'ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar? Oysa İbrahim soyuna Kitab'ı ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşettik.
Edip Yüksel : Yoksa ALLAH'ın lütfundan insanlara verdiğini mi çekemiyorlar? Oysa biz, İbrahim ailesine kitap ve bilgelik verdik. Onlara büyük bir otorite verdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yoksa onlar, Allah'ın lütuf ve kereminden insanlara verdiği nimetleri kıskanıyorlar mı? Şüphesiz biz, İbrahim ailesine de kitap ve hikmeti vermiştik. Hem de onlara büyük bir mülk ve saltanat ihsan ettik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yoksa o insanlara Allah'ın kendi lütfundan verdiği nimeti çekemiyorlar da haset mi ediyorlar. Oysa biz İbrahim ailesine kitap ve hikmet verdik, ayrıca büyük bir mülk de verdik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yoksa o nasa Allahın fazlından verdiği ni'meti çekemiyorlar da hased mi ediyorlar? Evet, biz Âli İbrahime kitab ve hikmet verdik hem de azîm bir mülk verdik
Fizilal-il Kuran : Yoksa Allah'ın, lütfunun eseri olarak insanlara bağışlamış olduğu imtiyazı çekemiyorlar, bu yüzden onları kıskanıyorlar mı? Oysa biz İbrahim'in soyundan gelenlere de kitap ve hikmet vermiş, kendilerine büyük bir egemenlik bağışlamıştık.
Gültekin Onan : Yoksa onlar, Tanrı'nın kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar? Doğrusu biz, İbrahim ailesine Kitabı ve hikmeti verdik; onlara büyük bir mülk de verdik.
Hakkı Yılmaz : Yoksa onlar insanları, Allah'ın onlara armağan olarak verdiği şey için kıskanıyorlar mı? Bakın, şüphesiz Biz, İbrâhîm soyuna da kitap ve haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri vermiştik. Hem de onlara büyük bir hükümranlık verdik.
Hasan Basri Çantay : Yoksa onlar Allahın fazl (-u kerem) inden insanlara verdiği şeylere (ni'metlere) karşı hased mi ediyorlar? Biz, hakıykat, İbrâhîm haanedanına da kitab ve hikmet vermişizdir. Onlara (başkaca) büyük bir mülk (-ü saltanat) da bahşetdik.
Hayrat Neşriyat : Yoksa Allah’ın lütfundan onlara (peygambere ve mü’minlere) verdiği şeylerden dolayı insanlara hased mi ediyorlar? Muhakkak ki (biz,) İbrâhîm âilesine de kitab ve hikmet verdik ve onlara (pek) büyük bir saltanat verdik.
İbni Kesir : Yoksa Allah'ın bol nimetinden verdiği insanları mı çekemiyorlar? Doğrusu biz, İbrahim soyuna da kitab ve hikmet verdik. Ve onlara büyük bir nimet bahşettik.
İskender Evrenosoğlu : Yoksa onlar, Allah'ın fazlından (ni'metinden) insanlara verdiği şeylere haset mi ediyorlar (çekemiyorlar mı)? Oysa Biz, Hz.İbrâhîm ailesine (soyuna) kitap ve hikmet vermiştik.Ve onlara “büyük mülk “verdik.
Muhammed Esed : Yoksa onlar, Allahın zenginlik ve cömertliğinden başkalarına bahşettiği nimetleri dolayısıyla onları kıskanıyorlar mı? Oysa biz İbrahim ailesine vahiy ve hikmet bahşetmiş ve onlara güçlü bir hükümranlık vermiştik.
Ömer Nasuhi Bilmen : Yoksa onlar Allah Teâlâ'nın fazlından olarak nâsa verdiği şey üzerine haset mi ediyorlar? Biz muhakkak âl-i İbrahim'e kitap ve hikmet verdik ve onlara azîm bir mülk verdik.
Ömer Öngüt : Yoksa onlar, Allah'ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara haset mi ediyorlar? Oysa biz İbrâhim âilesine kitabı ve hikmeti verdik, onlara büyük bir mülk bağışladık.
Şaban Piriş : Yoksa onlar, Allah’ın kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar? Biz, İbrahim’in ailesine kitabı ve hikmeti vermişizdir. Onlara büyük bir mülk (saltanat) verdik.
Suat Yıldırım : Yoksa onlar Allah’ın lütfundan insanlara ihsan ettiği nimetlere karşı haset mi ediyorlar? Evet biz Âl-i İbrâhime de kitap ve hikmet verdik, hem de büyük bir hâkimiyet ve mülk verdik.
Süleyman Ateş : Yoksa Allâh'ın, lutfundan insanlara verdiği (vahiyler) yüzünden onları kıskanıyorlar mı? Oysa biz İbrâhim soyuna da Kitabı ve hikmeti vermiş ve onlara büyük bir mülk vermiştik.
Tefhim-ul Kuran : Yoksa onlar, Allah'ın kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar? Doğrusu biz, İbrahim ailesine Kitabı ve hikmeti verdik; onlara büyük bir mülk de verdik.
Ümit Şimşek : Veya onlar, Allah'ın insanlara lütuf ve kereminden verdiği şeyi mi kıskanıyorlar? Doğrusu, Biz İbrahim hanedanına kitap ve hikmet verdik; onlara ayrıca büyük bir mülk ve egemenlik de verdik.
Yaşar Nuri Öztürk : Yoksa insanları, Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği nimet yüzünden kıskanıyorlar mı? Evet biz, İbrahim Ailesi'ne de Kitap'ı ve hikmeti vermiş, onlara çok büyük bir mülk de lütfetmiştik.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}