» 4 / Nisâ  73:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
Nisa Suresi = Kadinlar Suresi
Pek çok ayetinde kadinlarin haklarindan bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَئِنْ (WLÙN) = velein : ve eğer
2. أَصَابَكُمْ (ÊṦEBKM) = eSābekum : size erişirse
3. فَضْلٌ (FŽL) = feDlun : bir ni'met
4. مِنَ (MN) = mine : -tan
5. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah-
6. لَيَقُولَنَّ (LYGWLN) = leyeḳūlenne : der
7. كَأَنْ (KÊN) = keen : sanki
8. لَمْ (LM) = lem :
9. تَكُنْ (TKN) = tekun : yokmuş gibi
10. بَيْنَكُمْ (BYNKM) = beynekum : sizinle
11. وَبَيْنَهُ (WBYNH) = ve beynehu : kendisi arasında
12. مَوَدَّةٌ (MWD̃T) = meveddetun : hiç sevgi
13. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
14. لَيْتَنِي (LYTNY) = leytenī : keşke ben
15. كُنْتُ (KNT) = kuntu : olsaydım
16. مَعَهُمْ (MAHM) = meǎhum : onlarla beraber
17. فَأَفُوزَ (FÊFWZ) = feefūze : kazansaydım
18. فَوْزًا (FWZE) = fevzen : bir başarı
19. عَظِيمًا (AƵYME) = ǎZīmen : büyük
ve eğer | size erişirse | bir ni'met | -tan | Allah- | der | sanki | | yokmuş gibi | sizinle | kendisi arasında | hiç sevgi | EY/HEY/AH | keşke ben | olsaydım | onlarla beraber | kazansaydım | bir başarı | büyük |

[] [ṦWB] [FŽL] [] [] [GWL] [] [] [KWN] [BYN] [BYN] [WD̃D̃] [Y] [LYT] [KWN] [] [FWZ] [FWZ] [AƵM]
WLÙN ÊṦEBKM FŽL MN ELLH LYGWLN KÊN LM TKN BYNKM WBYNH MWD̃T YE LYTNY KNT MAHM FÊFWZ FWZE AƵYME

velein eSābekum feDlun mine llahi leyeḳūlenne keen lem tekun beynekum ve beynehu meveddetun leytenī kuntu meǎhum feefūze fevzen ǎZīmen
ولئن أصابكم فضل من الله ليقولن كأن لم تكن بينكم وبينه مودة يا ليتني كنت معهم فأفوز فوزا عظيما

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولئن | WLÙN velein ve eğer And if
أصابكم ص و ب | ṦWB ÊṦEBKM eSābekum size erişirse befalls you
فضل ف ض ل | FŽL FŽL feDlun bir ni'met bounty
من | MN mine -tan from
الله | ELLH llahi Allah- Allah
ليقولن ق و ل | GWL LYGWLN leyeḳūlenne der he would surely say
كأن | KÊN keen sanki as if
لم | LM lem (had) not
تكن ك و ن | KWN TKN tekun yokmuş gibi there been
بينكم ب ي ن | BYN BYNKM beynekum sizinle between you
وبينه ب ي ن | BYN WBYNH ve beynehu kendisi arasında and between him
مودة و د د | WD̃D̃ MWD̃T meveddetun hiç sevgi any affection,
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """Oh!"
ليتني ل ي ت | LYT LYTNY leytenī keşke ben I wish
كنت ك و ن | KWN KNT kuntu olsaydım I had been
معهم | MAHM meǎhum onlarla beraber with them
فأفوز ف و ز | FWZ FÊFWZ feefūze kazansaydım then I would have attained
فوزا ف و ز | FWZ FWZE fevzen bir başarı a success
عظيما ع ظ م | AƵM AƵYME ǎZīmen büyük "great."""

4:73 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve eğer | size erişirse | bir ni'met | -tan | Allah- | der | sanki | | yokmuş gibi | sizinle | kendisi arasında | hiç sevgi | EY/HEY/AH | keşke ben | olsaydım | onlarla beraber | kazansaydım | bir başarı | büyük |

[] [ṦWB] [FŽL] [] [] [GWL] [] [] [KWN] [BYN] [BYN] [WD̃D̃] [Y] [LYT] [KWN] [] [FWZ] [FWZ] [AƵM]
WLÙN ÊṦEBKM FŽL MN ELLH LYGWLN KÊN LM TKN BYNKM WBYNH MWD̃T YE LYTNY KNT MAHM FÊFWZ FWZE AƵYME

velein eSābekum feDlun mine llahi leyeḳūlenne keen lem tekun beynekum ve beynehu meveddetun leytenī kuntu meǎhum feefūze fevzen ǎZīmen
ولئن أصابكم فضل من الله ليقولن كأن لم تكن بينكم وبينه مودة يا ليتني كنت معهم فأفوز فوزا عظيما

[] [ص و ب] [ف ض ل] [] [] [ق و ل] [] [] [ك و ن] [ب ي ن] [ب ي ن] [و د د] [ي] [ل ي ت] [ك و ن] [] [ف و ز] [ف و ز] [ع ظ م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولئن | WLÙN velein ve eğer And if
Vav,Lam,,Nun,
6,30,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
COND – conditional particle
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
حرف شرط
أصابكم ص و ب | ṦWB ÊṦEBKM eSābekum size erişirse befalls you
,Sad,Elif,Be,Kef,Mim,
,90,1,2,20,40,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فضل ف ض ل | FŽL FŽL feDlun bir ni'met bounty
Fe,Dad,Lam,
80,800,30,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
من | MN mine -tan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الله | ELLH llahi Allah- Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
ليقولن ق و ل | GWL LYGWLN leyeḳūlenne der he would surely say
Lam,Ye,Gaf,Vav,Lam,Nun,
30,10,100,6,30,50,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد
كأن | KÊN keen sanki as if
Kef,,Nun,
20,,50,
P – prefixed preposition ka
SUB – subordinating conjunction
جار ومجرور
لم | LM lem (had) not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
تكن ك و ن | KWN TKN tekun yokmuş gibi there been
Te,Kef,Nun,
400,20,50,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
بينكم ب ي ن | BYN BYNKM beynekum sizinle between you
Be,Ye,Nun,Kef,Mim,
2,10,50,20,40,
LOC – accusative location adverb
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وبينه ب ي ن | BYN WBYNH ve beynehu kendisi arasında and between him
Vav,Be,Ye,Nun,He,
6,2,10,50,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
ظرف مكان منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
مودة و د د | WD̃D̃ MWD̃T meveddetun hiç sevgi any affection,
Mim,Vav,Dal,Te merbuta,
40,6,4,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """Oh!"
Ye,Elif,
10,1,

ليتني ل ي ت | LYT LYTNY leytenī keşke ben I wish
Lam,Ye,Te,Nun,Ye,
30,10,400,50,10,
VOC – prefixed vocative particle ya
ACC – accusative particle
PRON – 1st person singular object pronoun
أداة نداء
حرف نصب من اخوات «ان» والياء ضمير متصل في محل نصب اسم «ليت»
كنت ك و ن | KWN KNT kuntu olsaydım I had been
Kef,Nun,Te,
20,50,400,
V – 1st person singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
معهم | MAHM meǎhum onlarla beraber with them
Mim,Ayn,He,Mim,
40,70,5,40,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فأفوز ف و ز | FWZ FÊFWZ feefūze kazansaydım then I would have attained
Fe,,Fe,Vav,Ze,
80,,80,6,7,
CAUS – prefixed particle of cause
V – 1st person singular imperfect verb, subjunctive mood
الفاء سببية
فعل مضارع منصوب
فوزا ف و ز | FWZ FWZE fevzen bir başarı a success
Fe,Vav,Ze,Elif,
80,6,7,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
عظيما ع ظ م | AƵM AƵYME ǎZīmen büyük "great."""
Ayn,Zı,Ye,Mim,Elif,
70,900,10,40,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَئِنْ: ve eğer | أَصَابَكُمْ: size erişirse | فَضْلٌ: bir ni'met | مِنَ: -tan | اللَّهِ: Allah- | لَيَقُولَنَّ: der | كَأَنْ: sanki | لَمْ: | تَكُنْ: yokmuş gibi | بَيْنَكُمْ: sizinle | وَبَيْنَهُ: kendisi arasında | مَوَدَّةٌ: hiç sevgi | يَا: EY/HEY/AH | لَيْتَنِي: keşke ben | كُنْتُ: olsaydım | مَعَهُمْ: onlarla beraber | فَأَفُوزَ: kazansaydım | فَوْزًا: bir başarı | عَظِيمًا: büyük |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولئن WLÙN ve eğer | أصابكم ÊṦEBKM size erişirse | فضل FŽL bir ni'met | من MN -tan | الله ELLH Allah- | ليقولن LYGWLN der | كأن KÊN sanki | لم LM | تكن TKN yokmuş gibi | بينكم BYNKM sizinle | وبينه WBYNH kendisi arasında | مودة MWD̃T hiç sevgi | يا YE EY/HEY/AH | ليتني LYTNY keşke ben | كنت KNT olsaydım | معهم MAHM onlarla beraber | فأفوز FÊFWZ kazansaydım | فوزا FWZE bir başarı | عظيما AƵYME büyük |
Kırık Meal (Okunuş) : |velein: ve eğer | eSābekum: size erişirse | feDlun: bir ni'met | mine: -tan | llahi: Allah- | leyeḳūlenne: der | keen: sanki | lem: | tekun: yokmuş gibi | beynekum: sizinle | ve beynehu: kendisi arasında | meveddetun: hiç sevgi | : EY/HEY/AH | leytenī: keşke ben | kuntu: olsaydım | meǎhum: onlarla beraber | feefūze: kazansaydım | fevzen: bir başarı | ǎZīmen: büyük |
Kırık Meal (Transcript) : |WLÙN: ve eğer | ÊṦEBKM: size erişirse | FŽL: bir ni'met | MN: -tan | ELLH: Allah- | LYGWLN: der | KÊN: sanki | LM: | TKN: yokmuş gibi | BYNKM: sizinle | WBYNH: kendisi arasında | MWD̃T: hiç sevgi | YE: EY/HEY/AH | LYTNY: keşke ben | KNT: olsaydım | MAHM: onlarla beraber | FÊFWZ: kazansaydım | FWZE: bir başarı | AƵYME: büyük |
Abdulbaki Gölpınarlı : Size Allah'tan bir lütuf ve ihsân gelince de onunla sizin aranızda hiçbir dostluk yokmuş gibi keşke diyecek, ben de onlarla berâber olsaydım da ben de o büyük lütfa nail olsaydım, ben de muradıma erseydim.
Adem Uğur : Eğer Allah'tan size bir lütuf erişirse -sanki sizinle onun arasında (zahirî) bir dostluk yokmuş gibi- "Keşke onlarla beraber olsaydım da ben de büyük bir başarı kazansaydım!" der.
Ahmed Hulusi : Eğer size Allâh'tan bir lütuf (ile başarı) erişir ise, sanki sizinle arasında beraberliği getirecek yakınlık yokmuşçasına, "Keşke onlarla beraber olsaydım da o büyük başarıdan hisse alsaydım" der.
Ahmet Tekin : Eğer Allah’tan size bir lütuf ve zafer ihsan edilirse, sanki onunla sizin aranızdaki sevgi, yalancıktan değilmiş gibi, 'Keşke onlarla beraber olsaydım da, mutlu olup, büyük bir ganimete kavuşsaydım' der.
Ahmet Varol : Size Allah tarafından bir lütuf eriştiğinde de sanki sizinle onun arasında bir sevgi bağı yokmuş gibi: 'Keşke ben de onlarla birlikte olsaydım da büyük bir kazanç sağlasaydım' der.
Ali Bulaç : Eğer size Allah'tan bir fazl (zafer) isabet ederse, o zaman da, sanki onunla aranızda hiç bir yakınlık yokmuş gibi kuşkusuz şöyle der; "Keşke onlarla birlikte olsaydım, böylece ben de büyük 'kurtuluş ve mutluluğa' erseydim."
Ali Fikri Yavuz : Ve eğer size, Allah’dan fetih ve ganimet gibi bir lütuf gelirse, sanki kendisi ile aranızda hiç bir tanışıklık olmamış gibi muhakkak şöyle diyecektir: “- Ah, keşki ben de onlarla beraber olaydım da büyük bir nimet ve ganimete ereydim!”
Bekir Sadak : Allah'tan size bir nimet erisse, and olsun ki, sizinle kendi arasinda bir dostluk yokmus gibi: «Keski onlarla beraber olsaydim da ben de buyuk bir basari kazansaydim» der.
Celal Yıldırım : Ve Allah'tan size bol nîmet, çok ihsan erişirse, —aranızda hiçbir dostluk ve sevgi yokmuş gibi davranarak— «Keşke onlarla beraber bulunsaydım da, ben de büyük bir başarı elde etseydim» diye (hayıflanır).
Diyanet İşleri : Eğer Allah’tan size bir lütuf (zafer) erişse, bu sefer de; sizinle kendisi arasında hiç tanışıklık yokmuş gibi şöyle der: “Keşke ben de onlarla beraber olsaydım da büyük bir başarıya (ganimete) ulaşsaydım.”
Diyanet İşleri (eski) : Allah'tan size bir nimet erişse, and olsun ki, sizinle kendi arasında bir dostluk yokmuş gibi: 'Keşki onlarla beraber olsaydım da ben de büyük bir başarı kazansaydım' der.
Diyanet Vakfi : Eğer Allah'tan size bir lütuf erişirse -sanki sizinle onun arasında (zahirî) bir dostluk yokmuş gibi- «Keşke onlarla beraber olsaydım da ben de büyük bir başarı kazansaydım!» der.
Edip Yüksel : ALLAH'tan size bir lütuf erişirse sanki önce aranızda hiç bir dostluk yokmuş gibi, 'Keşke ben de onlarla birlikte olsaydım da büyük bir başarı kazansaydım,' der.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ve eğer Allah'tan size bir lütuf ve zafer erişecek olsa, sizinle kendisi arasında hiç sevgi yokmuş gibi, bu sefer de hiç şüphesiz şöyle diyecek: «Ah ne olurdu, onlarla beraber olaydım da büyük murada ereydim.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve eğer size Allah'tan bir lütuf erişirse -sanki kendisiyle aranızda hiç bir dostluk yokmuş gibi- mutlaka: «Ah! Keşke onlarla beraber olsaydım da büyük bir murada ereydim!» diyecekti.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve eğer size Allahdan bir fazl nasîb olursa sanki kendisiyle aranızda hiç bir ülfet olmamış gibi mutlak diyecektir ki «ah, nolaydım onlarla beraber olaydım da büyük bir murada ireydim!»
Fizilal-il Kuran : Buna karşılık Allah size bir zafer kazandıracak olursa sanki daha önce aranızda hiçbir tanışıklık, hiçbir dostluk yokmuş gibi 'keşki ben de onlarla birlikte olsaydım da ben de büyük başarıya erseydim' der.
Gültekin Onan : Eğer size Tanrı'dan bir fazl (zafer) isabet ederse, o zaman da, sanki onunla aranızda hiç bir yakınlık yokmuş gibi kuşkusuz şöyle der; "Keşke onlarla birlikte olsaydım, böylece ben de büyük 'kurtuluş ve mutluluğa' erseydim."
Hakkı Yılmaz : Ve eğer size Allah'tan bir armağan isabet ederse, kesinlikle, sanki sizinle kendisi arasında hiç sevgi yokmuş gibi, şüphesiz: “Ah ne olurdu, onlarla beraber olaydım da çok büyük başarıya erseydim!” diyecektir.
Hasan Basri Çantay : Eğer size Allahdan bir lutf-ü inayet gelirse (o vakit da), sanki sizinle kendisi arasında hiç bir tanışıklık olmamış gibi, muhakkak şöyle diyecekdir: «Keşki ben de onlarla beraber olaydım da büyük bir muraada (ganimete) ereydim»!
Hayrat Neşriyat : Ve eğer size Allah’dan bir lütuf gelirse, sanki sizinle kendisi arasında hiçbir tanışıklık olmamış gibi, (sırf elde edemediği menfaatten dolayı) şübhesiz ki: 'Keşke ben de onlarla berâber olsaydım da büyük bir kazanca erseydim!' diyecektir.
İbni Kesir : Şayet Allah'ın büyük bir nimetine mazhar olursanız; andolsun ki, sizinle bir dostluk ve tanışıklığı yokmuş gibi: Keşki onlarla beraber olsaydım da ben de büyük bir başarıya erişseydim, der.
İskender Evrenosoğlu : Ve eğer gerçekten Allah'tan size bir fazl (zafer) isabet ederse, sanki sizinle onun arasında bir görüşme olmamış gibi mutlaka; “Keşke ben de onlarla beraber olsaydım, böylece büyük bir fevz (ganimet) kazansaydım." der.
Muhammed Esed : Ama Allahtan size bir zafer ihsan edildiğinde, bu kimseler, -kuşkusuz sizinle kendileri arasında bir sevgi/bağlılık sorunu olmamış gibi- "Keşke onlarla birlikte olsaydık da o büyük başarıdan (bir pay) kapsaydık!" diyeceklerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve yemin olsun ki, eğer size taraf-ı ilâhi'den bir fazl nâsib olursa, sanki sizinle onun arasında hiçbir tanışıklık yok imiş gibi, «Ne olurdu ben de onlar ile beraber olsaydım da büyük bir ganîmete nâil olsa idim,» diyecektir.
Ömer Öngüt : Eğer size Allah'tan bir lütuf isabet ederse, sanki sizinle onun arasında hiç sevgi yokmuş gibi: “Keşke ben de onlarla beraber olsaydım da, ben de büyük bir başarı elde etseydim!” der.
Şaban Piriş : Eğer size Allah’tan bir zafer gelirse, o zaman da, sanki onunla sizin aranızda hiç bir yakınlık yokmuş gibi şöyle der. - Keşke, onlarla birlikte olsaydım da bu büyük mutluluğa erişseydim.
Suat Yıldırım : Ama Allah’tan size nimet ve inayet erişirse -sanki daha önce kendisiyle sizin aranızda hiç tanışıklık yokmuş gibi-"Ah! n’olurdu, der, ben de onlarla beraber olaydım da büyük ganimete konaydım!"
Süleyman Ateş : Eğer Allah'tan size bir ni'met erişirse, sizinle kendisi arasında hiç sevgi yokmuş gibi: "Keşke ben de onlarla beraber olsaydım da büyük bir başarı kazansaydım!" der.
Tefhim-ul Kuran : Eğer size Allah'tan bir fazl (zafer) isabet ederse, o zaman da, sanki onunla aranızda hiç bir yakınlık yokmuş gibi kuşkusuz şöyle der: «Keşke onlarla birlikte olsaydım, böylece ben de büyük 'kurtuluş ve mutluluğa' erseydim.»
Ümit Şimşek : Allah'tan size bir lütuf eriştiğinde ise, sanki daha önceden sizinle onun arasında bir tanışıklık yokmuş gibi, 'Ne olurdu, ben de onlarla beraber olsaydım da büyük bir nimete erişseydim' der.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer size Allah'tan bir lütuf erişirse o -sizinle kendisi arasında hiçbir sevgi yokmuş gibi- şöyle diyecektir: "Keşke ben de onlarla olsaydım da büyük bir başarı kazansaydım!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}